Psikoz Nedir
Psikoz kelimesi Yunanca ruh, zihin anlamına gelen “psyche” kelimesi ile anormal veya hastalık anlamına gelen “osis” kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Kişinin, gerçeklik algısında bozulmaya yol açan, tipik bir başlangıç şekli olmayan ve farklı biçimlerde karşılaşılabilen ciddi zihinsel sağlık durumudur.
Psikoz yaşayan birey, genellikle gerçek olmayan şeyleri görür, duyar veya inanır. Bu durum, halüsinasyon (gerçek olmayan sesler veya görüntüler) ve sanrılar (gerçek dışı, yanlış inançlar, sabit düşünceler) gibi belirtilerle kendini gösterir.
Psikoz tek bir nedene bağlı olarak kaynaklanmaz fakat bazı tetikleyici durumlar olabilir. Genetik yatkınlık, şizofreni gibi psikotik bozukluklar, ağır depresyon, travma, yoğun stres, uyuşturucu- alkol kullanımı (özellikle LSD, amfetamin, kokain gibi maddeler) ve beyin hastalıkları (epilepsi, beyin tümörleri) tetikleyici durumlara örnektir. Psikoz bir hastalık değil, birçok hastalıkta ortaya çıkabilen bir semptom grubudur. Psikozun başlangıç belirtilerini ve bireydeki değişimlerini ailesi ve yakın çevresi fark edebilir.
Erken müdahale, tedavi sürecine olumlu katkı sağlar. Fakat bazen aileler bu durumdan suçluluk ve utanç duyarak hastalığı saklama eğiliminde bulunabilir ve bireyi tedaviye götürmekten çekinebilir. Özellikle, damgalanma korkusu psikoz yaşayan bireylerin toplumdan dışlanma, küçümsenme ve olumsuz etiketlenme endişesi yaratmaktadır. Kişinin ruhsal hastalık tanısı ve tedavisiyle ilgili yardım alma davranışını engelleyebilir. Sosyal geri çekilme gözlenir. İş yaşamından ya da okuldan uzaklaşma davranışları görülür. Tedaviye karşı direnç gelişmesi de damgalanma korkusunun etkilerindendir.
Bu nedenle psikozun ilk atak durumunda bireyin tedaviye başlamasında ailenin rolü önemlidir. Hem bireyin hem de ailenin hastalık hakkında doğru bilgilendirilmesi tedaviye katkı sağlar. Sosyal desteğin iyi olması hastalığın seyrini olumlu yönde etkiler. Eğer psikoz belirtileri gözlemleniyorsa mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulması gerekir.
Psikoz Belirtileri: Psikozun belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Ancak genel olarak gerçeklikten kopma ile ilgili bazı temel işaretler vardır. Pozitif belirtiler, negatif belirtiler ve bilişsel bozukluklar olmak üzere belirtiler 3 ana başlıkta toplanır.
Psikozda Pozitif Belirtiler: Normalde var olmayan ama kişide fazladan ortaya çıkan belirtilerdir.
1.Halüsinasyonlar : En sık ses halüsinasyonları gözlenir. Kişi olmayan sesler duyar. Örneğin, birisi onunla konuşuyormuş gibi davranır. Görsel halüsinasyonda, kişi olmayan şeyleri gördüğünü iddia eder. Dokunsal, koku ya da tat halüsinasyonları da yaşanabilir.
2. Sanrılar : Gerçek dışı, mantıksız ama kişi tarafından güçlü şekilde inanılan düşüncelerdir. Örneğin, takip edilme sanrısı (“beni izliyorlar” ) büyüklük sanrısı (“ben tanrıyım ya da dünyayı kurtaracağım”) referans sanrısı (“televizyondaki kişiler bana mesaj gönderiyor”)
3.Düşünce bozuklukları : Dağınık, anlaşılması zor ya da konu dışına çıkan konuşmalar yer alır. Ani konu değişiklikleri, mantık dışı ya da karmaşık düşünce yapıları gözlenir.
Psikozda Negatif Belirtiler: Normal işlevlerin azalması veya kaybıdır.
1.Duygusal donukluk: Yüz ifadesi azalır, duygular gösterilmez.
2.Toplumdan çekilme : İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçınma görülür.
3.İlgi ve motivasyon kaybı: Günlük işlere karşı ilgisizlik ve motivasyon eksikliği oluşmasıdır.
4.Konuşma azalması (alogia) : Kısa, yüzeysel konuşmalar görülür.
5.İrade kaybı (avolüsyon) : Hedefe yönelik davranışlarda azalma gözlenir.
Psikozda Bilişsel Bozukluklar : Dikkat dağınıklığı, hafıza sorunları, plan yapma ve karar verme güçlüğü ve gerçekliği değerlendirmede bozulma yer alır.
Ek belirtiler ise; ajitasyon (huzursuzluk, taşkınlık), paranoya, içe kapanma, uyku bozuklukları ve intihar ya da kendine zarar verme eğilimidir.
PSİKOTİK BOZUKLUKLAR:
Şizofreni: En yaygın görülen psikotik bozukluktur. Genellikle 16-30 yaş arasında başlayarak kronik bir şekilde seyreder. İşitsel halüsinasyonlar, sanrılar, düşünce-konuşma bozuklukları ve sosyal izolasyon görülen belirtilerdendir.
Şizofreniform Bozukluk: Şizofreniye benzer ama belirtiler 1 aydan uzun, 6 aydan kısa sürer. Eğer 6 ayı geçerse tanı şizofreniye dönüşebilir.
Kısa Psikotik Bozukluk (Akut Psikotik Atak) : Genellikle ani ve kısa süreli (bir günden bir aya kadar) psikozdur. Travma, kayıp gibi stresli bir olay sonrası gelişebilir.
Şizoaffektif Bozukluk : Şizofreni belirtileri ile birlikte duygudurum bozukluğu (depresyon, mani) belirtilerinin bir arada görülmesidir.
Sanrısal Bozukluk (Delüzyonel bozukluk) :Kişi en az bir ay boyunca gerçek dışı ama sistemli sanrılara sahiptir. Örneğin, kıskançlık sanrısı, büyüklük sanrısı gibi. Diğer işlevsellik genellikle korunmuştur.
Madde/ İlaç Kullanımına Bağlı Psikotik Bozukluk : Uyuşturucu,alkol, ilaçlar ya da toksik maddelerin kullanımı sonrasında psikoz gelişebilir.
Genel Tıbbi Duruma Bağlı Psikotik Bozukluk : Beyin tümörü, epilepsi, demans, hormonal bozukluklar gibi tıbbi hastalıkların bir sonucu olarak psikoz ortaya çıkabilir.
Postpartum Psikotik Bozukluk : Doğum sonrası dönemde ortaya çıkan, nadir ama çok ciddi olan psikotik durumdur. Yoğun ajitasyon, bebeğe zarar verme düşüncesi içeren halüsinasyonlar ve gerçeklikten kopma belirtileri görülür.
Psikoz geçici ve tedavi edilebilen bir durumdur. Erken müdahale ve yakın çevresinin desteği çok önemlidir. Psikoz tedavisinde, psikiyatri uzmanının uygun gördüğü vakalarda ilaç desteği ilk ve temel müdahaledir. Çünkü beynin işleyişinde kimyasal dengesizliklerle ilişkili olabilir. Halüsinasyonlar, hezeyanlar ve dağınık düşünce gibi semptomlar genellikle ilaç tedavisine olumlu yanıt verir. Psikoterapi, ilaç desteğini tamamlayıcı bir yaklaşımdır. Psikozun sadece biyolojik değil, psikososyal yönleri de olduğu için düşünce, duygu ve davranışlara yönelik terapi uygulanması büyük fayda sağlar. Psikoterapi uygulama kararı ise; hastalığın şiddetine, süresine ve bireysel özelliklere göre şekillenir. Bireyin stresini azaltmaya, sorun çözme becerilerini desteklemeye ve iç görüsünü artırmaya yönelik psikoterapi yöntemleri kullanılır. Ailesine psikoeğitim verilir. Özellikle kriz durumlarında ya da şiddetli vakalarda doktor tarafından hastaneye yatış önerilebilir.
Psikolog Funda Buharalı.
Anyalya Psikiyatrist, Psikiyatrist Antalya, Psikoterapi Merkezi Antalya.