Mutluluğun Sırrı

İnsanlık tarihi kadar eski olan, üzerine ciltler dolusu kitaplar yazılan, şiirden edebiyata birçok sanat dalına konu olan, yakalamakta zorluk çektiğimiz, kimi zaman yakaladığımızı sandığımız, kimi zaman ellerimizden kaçırdığımız mutluluk.

Nedir mutluluk?

Kimimiz ufak şeylerden mutlu olurken, kimimiz hep mutsuz. Mutluluk bir amaç mı, yoksa araç mı? Mutluluk bir yaşam biçimi olabilir mi? Geçici, kısa süreli mutluluklar yerine, bir ömür boyu mutlu olabilir miyiz?

Günümüz dünyasında bir yaşam felsefesi haline gelmiş, gerçek mutluluk gibi topluma sunulan sahte mutluluk gerçek bir sorundur. İnsanın insanlığını inkâr eden, insanın yaradılış özüne ters ve yoz olan bu sahte mutluluk birçok ruhsal sorunun da altında yatmaktadır.

Sahte mutluluk, gününü gün etme gayesinde, her ne pahasına olursa olsun zengin olmak, makam ve mevki sahibi olma amacını güden, içi boşalmış bir insanlık anlayışıdır. Maddi ve manevi hedeflerinize ulaşmak için hiçbir değer yargısına sahip olmadan yaşamak, hiçbir şeye karşı sorumluluk duymamak, üretmeden ve emek vermeden kazanıp sınırsızca tüketmek sahte mutluluk getirmektedir. Bu durumda insanlar güdü ve dürtüleriyle, düşünmeden ve umursamadan yaşamakta, kendini hiç kimseye mecbur saymadan herkesi kendine mecbur görmektedirler. Hazıra konmak ve insanları kullanmak erdemsizliği gayet makul karşılanmaktadır. Kısa vadede birçok insanı rahatlatan bu sahte mutluluk, uzun vadede ruhsal çatışma, kaygı, tükenmişlik duyguları yaratabilmekte, aynı zamanda toplumsal barışı da zedelemektedir.

İnsana, insan olmanın hazzını ve bilincini tattıran ama yakalamak için emek ve olgunluk gerektiren gerçek mutluluk nedir?

İnsanın doğayla, toplumla ve kendi iç çatışma yani çelişkileriyle baş ederek, sorunlara çözüm yolları üreterek, tüm çatışmaları aşıp bir uyuma kavuşması gerçek mutluluktur.

Mutluluğu bir sonuç olarak değil, kişinin her türlü çelişki ve çatışmayı aşarak doğayla, toplumla ve kendi kendisiyle uyum ve bütünlüğe vardığı bir süreç olarak görmek gerekir. Özünden kopmadan, insana yabancılaşmadan, üreterek, anlamlı bir yaşam arayışındaki her süreç gerçek mutluluktur. Mutluluk bir hedef değil, hedefe varınca sonlanacak bir yarış değil, hedefe yapılan yolculukta yaşama verdiğimiz olumlu tepkilerin tümüdür.

Mutluluğun özü, kendimizi tanımakta yatar. Mutluluk dışarıda değil, kendi iç dünyamızdadır. Mutluluğu yakalayabilmek için eskilerin ''gönül gözü'' dediği gibi farklı bir gözle bakabilmek, görülmeyeni görebilmek gerekir.

1-İşini severek yapan

2-Karşılık beklemeden verebilen

3-Üretken ve yaratıcı olan

4-Olabileceğinin en iyisi için gayret gösteren

5-Kendine, başkalarına ve hayata saygı duyan

6-Etkin ve geliştirici ilişki ve iletişime sahip

7-Sağlığına gereken önemi veren

8-Yeteneklerini kullanabilen herkes gerçek mutluluğu yakalayabilir.

Gerçek mutluluğu yakalamanın en önemli basamaklarından biri gönülden verebilmektir. Vermeden almayı, önce alıp sonra vermeyi düşünenler mutsuzluğu aşamazlar. Burada vermek, maddi şeyleri vermek değildir. Gerçek vermek, özünden verebilmek yani kendinden fedakârlık edebilmektir. Çocuklarıyla yarım saat bile olsa gerçek duygu alışverişine giremeyip onu pahalı oyuncaklara boğan bir anne-baba gerçek mutluluğu yakalayabilir mi? Dahası o çocuklar ileride kendi çocuklarına gerçek sevgiyi verebilir mi?

Eşimize ayırmadığımız zaman armağanlarla telafi edilebilir mi? Vermeyi bilmedikleri sevgiyi, maddi olanaklarla telafi etmeye çalışanlar, yalnızca kendilerini aldatırlar. Bu şekilde suçluluk duygularını hafifletmeye çalışırlar. Tatlı bir söz, küçük bir ilgi ve sevgi gösterisi en değerli armağandan daha kıymetlidir. Nasıl tek bir tohum tanesinden, binlerce ürün alabiliyorsak, verdiğiniz her türlü güzel duygu, güzel söz, olumlu düşünce de, size mutluluk olarak geri dönecektir.

Hep veriyorum, hiç alamıyorum diye şikâyet etmeyin. İyi insan desinler, karşılığını alayım diye samimiyetsiz vermeyin. Yaptığınız bir şeyin, bir başkasının içini aydınlattığını, yaşamını kolaylaştırdığını bilmek kadar huzur ve doyum verici bir şey olamaz. Gerçek mutluluk işte budur.

Mutluluk yaşama verdiğimiz olumlu tepkinin duygusudur. Mutluluk yaşamı farklı bir bilinç boyutunda algılamaktadır. Bu da farklı gözle bakmayı, farklı algılamayı, farklı hissedebilmeyi gerektirir. Mutluluk zihin ve yüreğin birbirine odaklanmasıdır.

Sizi mutlu ya da mutsuz yapan şey kendinize ve yaşama bakış açınızdır.

Mutlu insan duygularını bastırmayan, onu rahatça ifade edebilen insandır. İnsan yeri geldiğinde ağlayabilmeli, gülebilmeli, kızabilmeli, sevebilmelidir.

Pozitif duygular yaşam kalitesini arttırır. Ne kadar mutluysak, o kadar uzun ömürlü oluruz. Mutluluk bağışıklık sisteminin iyi çalışmasını sağlar.

Mutluluğun kontrolü duyguların, duyguların kontrolü de kendi elimizdedir.

Sevecenlikle, yaşama sevinci duyarak, neşe içinde, şükran duygularıyla, heyecan ve coşku içinde sevme ve sevilmeyi beceren insanlar mutluluğun odak noktalarını yakalamışlardır.

Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan, Muratpaşa Antalya.