Önce İnsan Olmak

Hepimiz zaman zaman “ben kimim?”, “yaşamın anlamı ve amacı nedir?”, “ben ne için yaşıyorum?” gibi soruları sormuşuzdur.

“Ben kimim?” sorusuna farkındalığında olarak cevap verebilen sağlıklı insandır.

Birçoğumuz bize yaşamın ve başkalarının verdiği rolleri oynamaktayız. İyi ana baba olma, iyi eş olma, iyi öğrenci olma, iyi meslek sahibi olma, ahlaklı olma, dindar olma gibi. Bu rollerin birçoğu da hep başkalarını mutlu etmeye yöneliktir.

İnsanlara kim olduğunu sorduğunuzda aldığınız cevap, yetiştiği kültürel ve sosyal bağlamlarına veya rollerine göre önce babayım, önce anneyim, önce Müslümanım, önce Türk’üm, önce doktorum, önce işçiyim gibi tanımlamalardır.

Tüm bunların ötesinde neyiz? Önce insanız. “Ben kimim?” sorusuna rolleri öne çıkararak verilen ben babanızın, ben annenizim, ben Türk’üm, ben müslümanım, ben devletim, ben polisim, ben askerim, ben zenginim, ben güçlüyüm yanıtları insan olmamızı ve yaşamımıza anlam kazandıran özümüzü geri plana atmaktadır.

İnsanlık özümüz geri plana itildiğinde de, sevgi, insanlık, ilke ve değerler, adalet duygusu ve hakkaniyet, gerçek vicdan kaybolmakta, oynadığımız roller yaşantımıza hakim olmaktadır. Kendine biçilen rolleri oynayan insan kendi var olma gerçeğinden uzaklaşmakta, gerçek kendiliğini yaşayamamakta, rolü ile özü arasında sıkışıp kalmaktadır.

Gerçek kendilik “ben kimim?” sorusuna rollerimizle değil özümüz ile cevap verebildiğimizde sağlanmış olur. Yaşam enerjimizin kaynağı özümüzdür. Özümüzden koptuğumuz anda rollere yenik düşeriz ve şevkimiz kalmaz. Yaşamın anlamı insanlık özümüzdedir. Özümüze ilişkin yaptığımız her şey anlamlı ve heyecan vericidir. Özümüzden koptuğumuzda anlamsızlık döngüsüne gireriz.

“Ben kimim?” sorusuna insan özü bağlamında kendince sağlıklı yanıt veren her kişinin yaşamı anlamlı ve mutludur.

Bugün toplumda güvenin yerini güvensizlik almış, sevgi yerini nefrete bırakmış, dürüstlük yerine üçkâğıtçılık takdir edilir olmuş, dayanışma yerini rekabete bırakmış, mütevazilik gösterişle yer değiştirmiş, üretimin yerini tüketim almış, bencillik had safhaya ulaşmış ise bunun yegâne sebebi sağlıksız ailede yetişmiş sağlıksız ve kalıplanmış insan sayısının çoğunlukta olmasıdır. Bu tür insanların kaynağı sağlıksız aile yapısıdır.

Peki psikolojik açıdan sağlıklı insan ve sağlıklı aile kriterleri nedir?

Sağlıklı insan kimdir?

1-Sağlıklı insan duygularını, yeteneklerini, değerlerini, arzularını, limitlerini, farkındalıklarını bilir. Aristo’nun kendini bil, haddini bil mantığı budur.

2-Psikolojik yönden sağlıklı insan kendini olduğu gibi kabul eder, kendi değerini bilir, kendiyle barışıktır.

3-Sağlıklı insan kendine güvenir, diğer insanlara da güvenmeyi bilir. Özgüven eksikliğine dayalı kuşkuculuk, güvensizlik, duygularını yenmiştir.

4-Sağlıklı insan sosyaldir.

5-Sağlıklı insanın yaşamındaki odak noktası sevgi ve saygıdır.

6-Sağlıklı insan bedensel, ruhsal ve manevi yaşam arasındaki dengeyi kurmuş, çatışmalardan arınmıştır.

7-Sağlıklı insan duygularını bastırmaz. Heyecan, korku, hüzün, sevinç gibi duyguları gerektiği gibi yaşar.

8-Sağlıklı insan sen, ben değil biz olabilmeyi özümsemiştir.

9-Sağlıklı insan komplekslerinden arınmıştır.

10-Sağlıklı insan kötü alışkanlıkların tutsağı olmaz, herhangi bir bağımlılık, tutkunluk geliştirmez.

11-Sağlıklı insan bitmişlik, tükenmişlik duygularına girmez. Kızgınlık, gerginlik, küskünlükte ısrar etmez.

12-Sağlıklı insan ben merkezli değil, ilke merkezlidir. Para, ün, mevki için her yol mübahtır yerine dürüstlük, iyilik, bilinçli çalışma, sabır, hakkaniyet, koşulsuz sevgi, onura saygı felsefesine sahiptir.

13-Sağlıklı insan tutarlı ve kişisel bütünlük içindedir. Gerçeğe saygılı olup, ilke ve değerleriyle uyumlu bir yaşamı vardır. Yani özü sözü birdir.

14-Sağlıklı insan kaderci değildir, yaşamının sorumluluğunu alabilen insandır.

15- Sağlıklı insan sorun çözebilen insandır, kendisi sorunun kaynağı değildir.

16- Sağlıklı insan karamsar değil, umut ve iyimserlik doludur.

17- Sağlıklı insan çözüm için uygarca tartışmasını bilir.

Tüm bu kriterlere sahip olmak için sağlıklı bir ailede yetişmek ana faktördür. Peki, sağlıklı ailenin özellikleri nelerdir?

1-Sağlıklı ailede, aile içi iletişim ve etkileşime önem verilir.

2-Sağlıklı aile koşulsuz sevgi esastır. Kişi davranışının ötesinde insan olarak sevilir.

3-Sağlıklı ailede herkes herkese güvenir. Bu güven kaynağını özgüvenden alır. Ne yazık ki “babana bile güvenmeyeceksin” sözü atasözümüz haline gelmiştir.

4-Sağlıklı ailede, çocuğun yeteneğine, kapasitesine, doğal eğilimlerine, fikir ve duygularına saygı duyulur.

5-Sağlıklı ailede bireyleri bir kalıba sokmaya zorlama yoktur.

6-Sağlıklı ailede katı kurallara yerine esneklik esastır. Bunu yapacaksın, bunu yapmak zorundasın yerine böyle yapsan daha iyi olur anlayışı hakimdir.

7-Sağlıklı ailede bireyler birbirini empatiyle dinler.

8-Sağlıklı ailede herkesin psiko-sosyal ve mekânsal olarak yeri vardır.

9-Sağlıklı ailede kuşaklararası çatışmalar doğal karşılanır.

10-Sağlıklı ailede birey bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğüne sahiptir.

11- Psikolojik yönden sağlıklı aile bireyleri yaşamaktan sevinç duyarlar ve yaşamın her anından zevk almayı bilirler.

Özetle; sağlıklı bir ailede yetişerek sağlıklı bir insan olan birey, çözüm odaklı yapısıyla toplumsal gelişmenin de anahtarı olacaktır. Umut ve sevgi dolu, kendine güvenli, beraberlik ve eşitlik duygusuna hakim, şefkatli, adil, yaşamdan zevk alan doyumlu, mutlu ve onurlu insan olmak ve yetiştirmek dileklerimizle.

Psikiyatri Uzmanı Filiz Uluhan, Muratpaşa Antalya.