Üvey Anne ve Üvey Baba Olmak

Üvey aile problemi hem çocuklar, hem eski ebeveynler, hem de yeni ebeveynler için yıkıcı sonuçlar doğurabilen ciddi bir sorundur.

Masallarda, romanlarda, filmlerde üvey anneye yüklenmiş olan kötü imaj, üvey annenin psikolojisini etkilemektedir. Bu kötü imajın verdiği psikolojiden kurtulmak, üvey anne imajını silmek isteyen kadın çocuğa karşı sınır koyma, disiplinli davranma konularında kararsızlıklar yaşamakta, duygularını bastırmaktadır. Çocuğun olumsuz davranışlarını görmezden gelmek, kendine yapılan saygısızlığı kabullenmek, babayla olan duygusal ilişkisini gizlemek, çocuğa kendini kabul ettirmek için abartılı hediyeler almak, aşırı koruyucu ve özverili davranmak kadının kötü üvey anne imajından kurtulmak için geliştirdiği yanlış davranış örüntüleridir.

Üvey baba da benzer bir psikoloji içindedir. Velayeti annesinde kalan bir baba çoğu kez bir eksiklik, vicdan azabı duyar. Bazen bu duygular o kadar yoğun olur ki baba hiç ilgilenmeme, maddi ve manevi sorumluluk almama gibi inkâr davranışıyla, bu duyguyla baş etme yoluna gidebilir. Bu boşluğu üvey çocuğunda telafi etmeye çalışabilir. Kendi çocuğu olmayıp, eşinin çocuğuna üvey baba olan erkek hiç yaşamadığı duygu ve sorumluluk altında bulunabilir. Erkeklerde babalık içgüdüsel olmadığından, bu durumda erkek kafasında oluşturduğu ya da gözlemlediği bir modeli örnek alabilir. Çocuklarıyla birlikte yaşayan bir kadınla evlenen erkeklerin işleri üvey annelere göre çoğu kez daha zor olmaktadır. Bazı üvey babalar çocukları sevip, ebeveynlik yaparken, çoğu erkek onlardan sorumlu olmadığını düşünmektedir.

Çoğu çocuk üvey ebeveyni kabul etmeyi, öz ebeveynine sırt çevirmek olarak görür. Bu sebeple çocukların ön yargılı, ani istenmeyen tepkilerini doğal karşılamak gerekir.

Sosyal ortamlarda üvey evladı ismiyle tanıtmak, çocuğun kabul sınırları içinde “oğlum, kızım” demek sıcaklık ve samimiyet doğurur. Eşimin kızı, oğlu gibi bir yaklaşım son derece yanlıştır.

Çocuklar ve üvey ebeveyn arasındaki ilişki ne kadar iyi olursa olsun, gerçek anne babanın yerini hiçbir şey dolduramaz. Eğer yetişkinler çocukların tepkilerine hazırlıklı olur ve üvey ebeveynin rolü açıkça belirtilirse uyum süreci daha sorunsuz atlatılabilir.

İkinci evlilik yapılmadan önce çocuğa durumun izah edilip, fikrinin alınması önemlidir. Çocuktan hiçbir zaman üvey ebeveyni kendi anne veya babası yerine koyması beklenmemelidir. Üvey anne veya baba, çocuğu sevecek, yardım edecek bir kişi olarak kabul edilmeli, bu birlikteliğin herkesin yaşamına olumlu etkileri olacağı vurgulanmalıdır. Üveyliliği hissettirmemek adına özel çabaya girmek ve çocuğa kendisi istemediği sürece anne veya baba dedirtmek hatalıdır. Sevgi, saygı dolu yaklaşım ve sabır birçok sorunu zaman içinde çözecektir. Disiplin konusunda öz ebeveynin birinci derecede sorumlu olması daha uygundur. Ancak üvey ebeveynin de sözünün dinlenmesi gerektiği kesinlikle vurgulanmalıdır. Görüş ayrılıkları çocuğun önünde tartışılmamalıdır.

Üvey ebeveyni kabullenme çocuğun yaş, cinsiyet, mizaç, kişilik, gelişim aşamaları ve zihinsel kapasitesine göre değişkenlik gösterir. Çocuğun hayatındaki ani kayıp ve değişiklik, hayatları üzerinde çok az kontrol sahibi oldukları duygusunu kuvvetlendirerek özgüven kaybı yaratır. Çocuk bu stresi, öfkesini dışa vurarak, sık sık kavga ederek, içe kapanarak, okul başarısızlığı ya da depresif ve endişeli olarak gösterebilir.

Velayeti üzerinde olmayan çocuğuna karşı, üvey ebeveynine cephe aldırıp, kendi tarafına çekme davranışı, çocuğun çelişkiler ve suçluluk duygusuyla dolu bir hayat sürmesine neden olacak hatalı bir yaklaşımdır.

Çocukların gerçek ebeveyni olmamak, iyi bir iletişim kurulduysa bir avantaj olarak da kullanılabilir. Çocuklar dertlerini veya özel sorunlarını, anne babasından ziyade yakın buldukları bir büyüğüyle daha rahat paylaşabilir. Çocuğa değerlilik hissi vererek, eleştiri ve yargılamadan uzak bir yaklaşımla, önerilerde bulunmadan dinleme, çocuğun üvey ebeveyne rahatça açılmasını sağlayabilir.

Çocuğa karşı, “Beni hemen kabul edip, sevmeni değil, birbirimizi tanıdıkça seveceğini düşünüyorum.”, “ihtiyacın olduğunda her zaman yanındayım.”, “çözüm yollarını beraber düşünelim.”, “söylediklerine üzüldüm ama seni anlıyorum.” gibi paylaşımcı bir yaklaşım işbirliğini ve iletişimi kolaylaştıracaktır.

Ebeveyn olarak üvey evlatla göz teması, sıcak bir bakış, iletişimin temelidir. Onu beğenmediğiniz, onaylamadığınız, sevmediğinizi hissettirecek sözlü veya sözsüz bir mesajdan kaçınmalısınız.

İlişkisinin evliliğe doğru gittiğini hisseden anne veya babanın hayatındaki kişiyi birlikte sinema, tiyatro, müzeye gitme, alışverişe çıkma gibi egzersizlerle yavaş yavaş çocuğun yaşamına sokması uygun olur.

Yeni evliliğe en çok tepki gösteren ve uyum sağlamakta zorlanan çocuklar ergenliğe girmek üzere olan ya da yeni girmiş olanlardır. Ergenlik döneminin kendi zorluklarına ek olarak ailede yaşanan değişiklik ağır travmalara yol açabilir.

Çocuğun yaşı ne kadar küçükse yeni ebeveynle kaynaşması o kadar kolay olmaktadır. Yetişkinliğe adım atmak üzere olan çocuklarda yeni evliliğe kolay uyum sağlarlar.

Üvey ailelere öneriler:

1)Önceliği evlilik ilişkinize verin. Siz mutlu olursanız, çocuklarınıza daha iyi anne babalık yapabilirsiniz. Sizin mutluluğunuz çocuklara da yansır.

2)Öz veya üvey ailedeki her çocukla ayrı ayrı ilgilenin, özel zaman ayırın.

3)Disiplin ve kararlar öz ebeveynin sorumluluğunda olmalıdır. Üvey ebeveynin sorumlulukları ortaklaşa çizilmeli ve bunun onaylandığı çocuğa belirtilmelidir.

4)Çocukların üvey anne veya babaya hitap şeklini seçmelerine izin verilmelidir. Bu konuda zorlayıcı olunmamalıdır.

5)Düğün veya nikâh törenlerine katılması çocuğun isteğine bırakılmalıdır.

6)Çocuğun duygu ve düşüncelerine her zaman saygı gösterin.

7)Çocuğa öz ebeveynin yerini alma gibi bir niyetiniz olmadığını anlatın.

8)Öz ebeveynleriyle sorun yaşadığında arabulucu olun.

9)Davranış ve disiplin kurallarını her çocuğa eşit uygulayın.

10)Çocuklarınızın öz ebeveynlerini sevme gereksinimlerine saygı duyun, engelleyici olmayın. Diğer ebeveynleri hakkında olumsuz ve kötü sözler söylemeyin.

11)Öz ebeveyn olarak aşırı korumacı davranmayın.

12)Zaman zaman herkesin dinlendiği ortak aile toplantıları yapın.

13)Sorunlar aşılamıyorsa bir uzmandan destek almakta geç kalmayın.