Kendinizi Başkalarıyla Kıyaslamayı Bırakın

Yaşamın birçok evresinde davranışlarınızı değerlendirebilmek için diğer insanlarla kendinizi karşılaştırma eğiliminde bulunabilir ya da başkaları tarafından kıyaslanmak zorunda bırakılıyor da olabilirsiniz.

Aslında yapılan bu kıyaslamalar bazen motive edici olabiliyorken, sıklıkla sizin mutsuz ve aşağıda hissetmenize neden olmaktadır. Kendinizi sürekli başkalarıyla kıyaslıyor ve mutsuz hissediyorsanız bu yazımızda bu konuyu ele alacağız.

Artık gelişen teknolojiyle birlikte insanların neler yaşadığından tutup nerede olduklarına ve neler yaptıklarına kadar kolayca haberdar olabiliyoruz. Örneğin, tatile giden bir çifti, yeni satın alınan bir evi ya da daha başarılı birini görünce “ neden ben değil de o? , bende niye yok? “ gibi düşüncelerle yaptığınız kıyaslamalar canınızı sıkıyor ve enerjinizi düşürüyorsa burada bir sorun var demektir.

Özellikle çocukluk döneminde aileden öğrenilen ve duyulan düşünce biçimleri kıyaslamaya neden olmaktadır. Örneğin, bir annenin çocuğuna “ bak onun notları pekiyiymiş, bak onun çocuğu ne güzel yemek yiyor...” gibi cümlelerle karşılaştırmasına hepimiz şahitlik etmişizdir. Çocukluk döneminde öğrenilen bu düşünce biçimiyle kişi kendini diğerleriyle kıyaslamayı öğrenmektedir. Bu nedenle kendinden daha iyi durumdakileri gördükçe onların başarısına ulaşabilmek için çaba gösterebilir ya da kendinden daha kötü durumda olan kişiyle kıyaslanınca da halinden memnuniyet duyarak çabalama ihtiyacı duymayabilir.

Sosyal Karşılaştırma Teorisine göre; birey bilişsel yeteneklerini, davranışlarını ve becerilerini değerlendirmek için evrensel bir dürtüye sahiptir. Bu değerlendirme güdüsünü kendi sahip olduklarıyla diğerlerinin sahip olduklarını karşılaştırarak gerçekleştirmektedir. Fakat değerlendirme yapabilmek için öncelikle objektif bir ölçüte ihtiyaç vardır. Her zaman objektif bir ölçüte ulaşmak mümkün olmadığı için, birey kendini diğerleriyle karşılaştırarak gerekli bilgiye ulaşır. Burada kişinin kendisini kimlerle kıyasladığı çok önemlidir. Çünkü kişi yaptığı karşılaştırma sonucunda bazen olumlu bazen de olumsuz yönde etkilenmektedir.

Özellikle kendinden üstün gördüğü kişilerle yapılan kıyaslamalar, kıskançlık duygusuna yol açar. Kişinin kendini yetersiz hissetmesine ve kıskançlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Kişi yetemediğini düşündüğü her konuda kıskançlık gösterir. Kıskançlık duygusunun temelinde kıyaslama yatar. Kişinin kıyaslama yapmasındaki asıl amaç; o kişinin neden daha iyi olduğunu anlayabilme isteğiyle beraber kendini değerlendirme, geliştirme, benliğini yüceltme ve başkalarıyla birlikte olma ihtiyacı vardır. Benzer performansı göstermeye çalışarak başarıya ulaşma isteği mevcuttur. Kişi, kendinden daha iyi olduğunu düşündüğü kişilerle kendini kıyaslama eğilimindedir. Kıyaslama yapılan kişilerle benzer özelliklere sahip olmak da önemli etkenlerden biridir. Örneğin yaş, cinsiyet, kariyer ya da sosyal ilişkiler gibi özelliklere dikkat edilerek kıyaslama yapılır. Yapılan karşılaştırmaların kişideki etkisi bireysel farklılıklara göre değişkenlik göstermektedir.

Özellikle sosyal medyanın sık kullanımıyla birlikte kıyaslama durumu o kadar alışkanlık haline gelmiştir ki; insanlar arabalarını, evlerini, işlerini, ilişkilerini, eşyalarını yani kısacası her şeyi karşılaştırma çabası içindedir. Yani kişi sosyal medyanın etkisiyle kendisini diğerleriyle daha fazla kıyaslama ihtiyacı duymaktadır. Sürekli daha iyiye maruz kalarak yapılan karşılaştırmalar kişinin psikolojisini negatif yönde etkilemektedir. Memnuniyetsizliğin her geçen gün artmasıyla üzüntü, öfke ve sinirlilik gibi duygular yoğun hissedilir. Kendine dair olumsuz düşüncelerin artmasıyla birlikte kıyaslama, kişinin yaşamında bir sorun haline gelir. Depresyon ve anksiyete gibi psikolojik problemler gelişebilir. Bu durumla baş edebilmek için bireysel çabaların yetersiz kaldığı noktada bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması önerilir.

Kıyaslama İle Baş edebilmek için Tavsiyeler:

Her bireyin güçlü ve zayıf yanları vardır. Sizin güçlü yönleriniz diğerlerinin zayıf noktası olabilir. Kendi zayıf noktalarınızı diğerleriyle kıyaslamaktan vazgeçin. Güçlü olduğunuz yanlarınızın farkında olarak onlara odaklanın ve onları geliştirmeye çalışın.

Sahip olamadıklarınızdan ziyade sahip olduklarınıza şükredin. Hatta sahip olduklarınızı listeleyin.

Sosyal medyanıza sınırlamalar getirin. İnsanlar sosyal medyalarında hayatının iyi olan yönlerini daha çok paylaşırlar. Kötü taraflarını pek paylaşmazlar. Bu nedenle sosyal medyada geçirdiğiniz zamana kısıtlamalar getirin.

Son olarak; her birey kendini zaman zaman yetersiz hissedebilir. Kimsenin hayatı kusursuz ve mükemmel değildir. Bu nedenle kendinizden daha iyi, daha başarılı, daha zengin ya da daha güzel biriyle kıyaslamalar yapmanız size yetersiz hissettirmekten başka bir şey vermez. Hayatınızdaki yapacağınız tek kıyaslama eski yaşamınızla şimdiki yaşamınız olabilir. Neleri başardınız? , Nelerin üstesinden geldiniz? 10 yıl öncesiyle şimdiyi kıyaslarsak hayatınızda değişen şeyler neler? Hedeflerinize ne kadar ulaşabildiniz?

Kısacası kendinizi diğerleriyle değil, kendinizle kıyaslayın.

Psikolog Funda Buharalı.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Psikoloji Antalya.