Psikolojide Gece Yeme Sendromu

Geceleri yemek yeme aslında birçok kişinin sık sık yaptığı alışkanlıklar arasındadır. Özellikle yatmadan önce yenen o son yemek ya da uykudan uyanıp tüketilen yiyecekler hem fiziksel hem de ruhsal anlamda kişiyi rahatsız ederek hastalığa dönüşebilir. Bu yazımızda gece yemek yemenin hangi durumlarda ve ne zaman bir sağlık sorununa dönüştüğünü ele alacak, psikolojide gece yeme sendromundan söz edeceğiz.

Gece yeme sendromu, 1955 yılında ilk kez Stunkard tarafından tedaviye dirençli obezite hastalarıyla yapılan çalışmalarda tanımlanmıştır. DSM 5’te yeme bozuklukları sekiz alt kategoride toplanmış, gece yeme bozukluğu “tanımlanmış diğer bir beslenme ve yeme bozukluğu” olarak belirtilmiştir.

Akşam yemeğinden sonra aşırı iştahlılıkla seyreden, haftada en az üç gün, üç gece uykudan uyanarak yineleyen gece yemek yeme durumudur. Ve bu durumun en az üç ay devam ediyor olması tanı ve tedavi için önemlidir. Yapılan çalışmalar, yeme bozukluklarını temelde beden algısına yönelik olumsuz düşüncelerle oluşan bozulmuş yeme davranışı olarak tanımlamaktadır. Bir başka deyişle, kişinin psikolojik durumu ya da bazı fizyolojik rahatsızlıkları yeme davranışını olumsuz etkilemekte ve yeme bozuklukları meydana gelmektedir.

Sağlıklı bir yaşam için vücudun uyku ve beslenmede bir düzene ihtiyacı vardır. Sağlıklı ve doğru bir beslenme, vücudun ihtiyacı olan besinlerin alınıp, uygun bir biçimde vücutta kullanılmasıyla beraber gerçekleşir. Gün içerisinde yeme düzeninin oluşabilmesi kişinin uyku düzenine, günlük hareketine ve biyoritmine bağlıdır. Uykudan önce tüketilen besin ve içeceklerin seçimi dahi uyku düzenini etkilemektedir. Bu nedenle yeme ve uyku düzeni birbiriyle ilişkilidir.

Gece yeme sendromu olan kişi, gün içerisindeki yeme düzenine çok fazla dikkat etmez. Çünkü sabah genellikle tok uyanır ve iştahsızlık görülür. Bu durum kişinin öğünlerini geciktirmesine ya da birkaç öğün atlamasına neden olur. İlk öğünün gecikmesiyle beraber tüm öğünlerin düzeninde değişkenlik görülür. Çoğunlukla gün boyunca kişide tokluk hissi devam eder. Gündüz yeterli besin almayan kişi, beslenme ihtiyacını karşılamak için özellikle akşam ve gece aşırı yemek yeme ihtiyacı duyar. Yemek yemeden uykuya dalamama ve uyku düzeninde ciddi bozulmalar meydana gelir.

Akşam özellikle metabolizmanın yavaşladığı bir zaman dilimidir. Kişi gün içerisinde hiçbir şey yemese bile gece kan şekerini hızla yükselten ve mutluluk veren yüksek kalorili yiyecekleri tercih etme eğilimindedir. Bu davranışın altında yatan fizyolojik ve psikolojik problemlerin araştırılması önemlidir. Yapılan çalışmalar psikososyal stres faktörlerinin gece yeme sendromunu tetiklediğini göstermiştir. Stresin azalmasıyla birlikte görülen yeme semptomlarının da hafiflediği tespit edilmiştir. Depresyon, anksiyete, uyku düzensizliği, insomnia, obezite, düzensiz beslenme alışkanlıkları ve hormonal nedenler gece yeme sendromunu ortaya çıkaran durumlar arasındadır.

Her birey yaşadığı olumsuz durumlarla baş edebilmek için farklı yöntemler uygular. Yeme bozukluğu bulunan birçok kişide depresif belirtiler görülmüştür. Bunun sebebi ise, kişinin üzgün ve mutsuz olduğu zamanlarda baş edebilmek için kontrolsüzce yemek yemeyi seçmesidir. Yaşanılan her duygu, yeme davranışını etkiler. Çoğunlukla yeme davranışı olumsuz bir durumla baş edebilmek için psikolojik bir destek mekanizması olarak kullanılır. Bunun sebebi problem çözme becerisinin düşük olmasıdır. Depresif belirtilerin, stres faktörlerinin ve kaygı düzeyinin gece yeme sendromuna tetikleyici etkisi olduğu bilinmektedir.

Gece Yeme Bozukluğunu Kontrol Edebilmek İçin Öneriler:

*Gün içerisinde yeterli ve dengeli beslenmek önemlidir. Beslenme düzeninizi kontrol edebilmek için beslenme planı oluşturmakla başlayabilirsiniz.

*Uyku düzeni oluşturun. Deliksiz bir uyku yeme ataklarının önüne geçecektir. Uyumadan önce tüketilen besinler ve içeceklere dikkat edilmesi önerilir. Özellikle gece tuvalet ihtiyacı ile bölünen uykuyu düzenleyebilmek için uyumadan önce sıvı alımını kesmek gerekir.

*Sizi yeme ataklarına iten stres faktörlerini önce tespit edin, sonra o tetikleyicilerden uzak durmaya çalışın. Bu durumda kendinizi iyi tanımanız gerekecek. Size nelerin iyi, nelerin kötü geleceğini bulmanız stres faktörleriyle baş edebilmede önemlidir.

*Aşırı yeme isteğiniz geldiği anda sizi yemeye iten tetikleyicilerden uzak durmakta güçlük çekiyorsanız ve bir şeylerin kontrolünüzden çıktığını hissediyorsanız, kontrolü tekrar ele geçirebilmek için derin bir nefes alın ve kısa bir süre durun. Mümkünse bulunduğunuz ortamı değiştirin. Dikkatinizi dağıtacak farklı yöntemler bulmayı deneyin.

*Meditasyon ve gevşeme çalışmaları yapın. Gevşeme tekniklerinin stresle baş edebilme becerileri üzerinde olumlu etkileri olduğunu deneyimleyebilirsiniz.

*Gün içerisinde egzersiz yapmak için kendinize zaman ayırın. Bioritminizi düzene alarak iştah durumunuzu dengelemiş olacaksınız. Yeme atakları azalacak. Egzersizle birlikte mutluluk hormonu salgılanacak ve kendinizi daha pozitif hissedeceksiniz.

*Çevrenizde bulunan toksik ilişkiler sizin yeme davranışınızı olumsuz etkiler, hayatınızda buna benzer ilişkileriniz varsa iletişimi azaltmayı ya da kesmeyi deneyin.

*Ailenizden ya da yakın arkadaşlarınızdan sosyal destek almaktan çekinmeyin.

*Gece yeme sendromunun altında yatan fizyolojik problemler araştırıldıktan sonra mutlaka psikolojik yardım alın.

Özetle, yeme davranışlarının altında yatan fizyolojik ve psikolojik problemlerin araştırılması önemlidir.

Psikoterapide, gece yeme sendromunu kontrol edebilmek için gün içerisindeki yeme düzenini oluşturmak ve farkındalıklı beslenme düzenini uygulamak hedeflenir. Aynı zamanda hatalı bilişlerle gece yeme ve uyku döngüsü arasındaki ilişkiyi düzenlemek amaçlanır. Bu nedenle, gece yeme bozukluğu tedavisinde psikoterapiyle birlikte psikiyatristin uygun gördüğü vakalarda ilaç tedavileri de uygulanır.

Psikolog Funda Buharalı.