Hipnozun Tedavi Amaçlı Kullanımı

İngiltere Tıp Cemiyeti 1955 yılında hipnozu, süjede (birey) (yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimse) meydana gelen değiştirilmiş algının geçici durumu olarak tariflemiştir. Bu durum kendiliğinden veya çoğu kez sözel ve diğer uyaranlara yanıt olarak başka biri tarafından meydana getirilir.

Hipnozun klinik problemlerin çözümünde tedavi amaçlı kullanımı çok eski bir tarihe sahiptir.

Terapistin talimatları ve süjenin kendi kendine telkinleriyle ortaya çıkan hipnoz halinin seyri, süje tarafından değerlendirmesi ve terapist tarafından gözlemlenme derecesi hipnozun derinliğine bağlıdır.

Hipnozun derinleşebilmesi süjeye bağlı bir özelliktir ve hipnoza yatkınlık, hipnoza duyarlılık olarak isimlendirilir.

Hipnoz durumunda somut ve eleştirel olmayan bir düşünce süreci ortaya çıkar. Eleştirel düşünmenin ve genellenmiş gerçeklik yöneliminin askıya alınması ile birlikte kişi terapist tarafından telkin edilen algı ve bilişteki gerçeklik değişimini kabul eder hale gelir. Hipnoz halinde dikkat odağı daralır, gelecekle ilgili eylem planları ve düşünceler devre dışı kalır. Hipnoz esnasında bireyin hipnoza yatkınlık derecesiyle doğru orantılı olarak imgeleme (tasavvur etme) gücü ve fantezi üretimi artar.

İmgelem nesneleri tüm halleri ile canlandırabilme yeteneğidir. Bu özellik sayesinde dilediğimiz sesleri zihnimizde duyabilir, istediğimiz müziği dinleyebilir, istediğimiz kokuyu koklayabilir, istediğimiz bir ortam ve mekânda bulunabiliriz. Yani beş duyu ile oluşan tüm algıları zihinde canlandırabilir ve hissedebiliriz.

Hipnoz halinde, hipnoz telkinine karşı bazı irade dışı değişiklikler gözlenir. Tüm vücutta bir gevşeme, bazen güçlenmiş bir kas performansı, otomatik hareketler ve sert katalepsi görülebilir. Katalepsi bireye uygulanan pozisyon değişikliği veya ekstromitelere uygulanan pozisyonların aynen muhafaza edilmesidir.

Hipnoz eğitimini almadığı alanda ve hipnoz kullanılmadan da tedavisi mümkün olan problemlerde hipnoz kullanmak etik değildir.

Hasta ile hipnotik bağ kurmak 4 aşamalı bir süreçtir.

1- Değerlendirme

2- Hastanın eğitimi

3- Hastanın hipnoza yatkınlığının ölçümü

4- Olumlu beklenti ve motivasyon durumuna göre kendi kendine hipnozun (otohipnoz) öğretilmesi

Hipnozun tedavi amaçlı kullanımında, teşhisin tam ve doğru olarak konması hipnoz yeteneği kadar önemlidir. Birçok araştırmanın birleştiği nokta, hastaların aslında mevcut problem için değil, tamamen farklı sebeplerden dolayı terapiste başvurduklarını göstermektedir. Burada tıp doktoru bir klinisyenin teşhisi yanlış yönlendirmelerden ve hatalı uygulamalardan kaçınmak için önemlidir.

Hipnoz ve hipnoterapi uygulanacak hasta psikodinamik analizle travma geçmişine inildiğinde, savunma düzeneklerinden kurtulup bilinç seviyesine çıkan yıpratıcı materyallerle baş edilecek durumda olmalıdır. Bilinçaltı travmatik süreçleri gölgeleyecek yönlendirici telkinlerden kaçınılmalıdır.

Hipnozda bilinmesi gereken önemli noktalardan biri de, hatırlanan materyalin yoğunluğu artmasına karşın, hatırlanan şeyler doğru olmayabilir. Genelde tacize yönelik anılar saklanabilmekte ya da olmayan şeyler yaşanmış gibi gösterilebilmektedir.

Hipnoz anksiyete bozukluklarının tedavisinde yardımcı yöntem olarak kullanılmaya çok elverişlidir. %95 vakada olumlu etkileri tespit edilmiştir. Anksiyetede duyarlılığı azaltma ve nüksleri önlemede başarılı neticeler verir. Panik atak vakalarında ve agorafobi tedavisinde hipnoterapinin olumlu sonuçları kanıtlanmıştır.

Hipnotik telkinler öz saygının yeniden kazanılmasında önemli rol oynar. Hipnoterapi endişe, kaygı, ümitsizlik gibi durumlarda tedavide başarılı neticeler vermesine karşın depresyon tedavisinde intihar riskinden dolayı uygun bir tercih olarak kabul edilmemektedir.

Travma sonrası stres bozukluğu gibi dönüşüm bozuklukları hipnoz ile tedaviye son derece uygundur.

Ağırlıklı olarak Obezite tedavisinde kullanım alanı bulan hipnoterapi, anoreksia nervoza ve bulimia vakalarında da sınırlı olmakla birlikte olumlu etkilere sahiptir. Yeme bozukluklarında egoyu güçlendirecek hipnotik telkinler ümitsizlik ve çaresizlik hisleriyle baş etmede çok etkili olmaktadır. Obezite tedavisinde kilo vermeyi amaç edinmek yerine, kendini fazla kilolu olarak kabul etmek ve sağlık için bu fazla kiloların verilmesi gerektiği inancı önemlidir.

Cinsel işlev bozukluklarında bilişsel seviyedeki olumsuz düşünce, çağrışım, sembol ve imajların değiştirilmesi aşamasında hipnoz tedavide önemli yer tutar.

Akut ve kronik ağrı tedavisinde de hipnoz ve hipnoterapi uygulamaları güzel neticeler vermektedir.

Hastanın sigarayı bırakma arzusu varsa hipnoz ile sigara bırakma %100 etkili olmaktadır.

Astım, migren, Tourette sendromu, iltihabi barsak hastalıkları, dışkı tutamama gibi birçok biyo-davranışsal hastalıkta psikolojik stresi yenmeye yardımcı olarak hipnoterapi tedavide başarıyla kullanılmaktadır.

Son söz olarak diyebiliriz ki hipnozun uygun eğitim almış profesyoneller tarafından kullanımı güvenlidir ve bir yan etkisi yoktur. Etik kurallar çiğnenmediği ve amacına uygun bilimsel amaçlarla kullanıldığı sürece birçok psikolojik sorunun çözümünde tedavi potansiyeli olan bir araçtır.

Hipnoz ve hipnoterapi Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezimizde psikiyatrist Emine Filiz Uluhan tarafından tedavi amacıyla kullanılmakta ve tercih edilmektedir.

Antalya Hipnoz, Antalya Psikiyatri Merkezi.