OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) İle İlgili Merak Edilenler

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) intruzif (zorlayıcı, girici) düşünceler, ritüeller, zihin meşguliyeti ve kompulsiyonlar (takıntılara karşı geliştirilen gerçekçi olmayan çözümler) gibi farklı grup belirtilerle kendini gösteren psikiyatrik bir hastalıktır.

Tekrarlayan obsesyon ve kompulsiyonlar kişide ciddi sıkıntıya neden olmakta, zaman kaybına yol açmakta, rutin hayatı, mesleki işlevselliği ve sosyal ilişkileri önemli ölçüde engellemektedir. OKB tanılı bir hastada obsesyon ve kompulsiyonlar tek başına görülebileceği gibi, bazen her ikisi de bulunabilmektedir.

Tekrarlayıcı ve intruzif özellikteki düşünce, duygu, fikir ya da hisler obsesyon olarak isimlendirilir. Kompulsiyonlar ise obsesyonun aksine zihinsel bir olay olmayıp, sayma, kontrol veya kaçınma gibi bilinçli ve standardize davranışlardır. Obsesyon ve kompulsiyonların varlığı hastaya mantıksız gelir, yani bunlar egodistoniktir (benliğe yabancı).

Kompulsif hareketlerin amacı obsesyonların getirdiği kaygıyı azaltmaktır. Ancak bu her zaman işe yaramaz, hatta bazen kaygıyı daha da arttırır. Kompulsiyonları engellemeye çalışmak da kaygıyı arttırabilmektedir. Böylece bir kısırdöngü içine girilir.

OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) fobiler, madde ile ilişkili bozukluklar ve majör depresif bozukluktan sonra dördüncü sıklıkta görülen ruhsal hastalıktır. Yaşam boyu prevalansı yüzde 2-3 arasındadır. Yetişkinlerde her iki cins arasında aynı oranda görülmekle birlikte ergenlerde erkeklerde daha fazla rastlanmaktadır. Çoğu vakada belirtiler 25 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.

OKB’ye eşlik eden en sık iki psikiyatrik bozukluk majör depresif bozukluk ve sosyal fobidir.

Obsesif kompulsif bozukluğun etiyolojisi:

  • OKB’ de serotonin disregülasyonu vardır.
  • OKB’de noradrenerjik sistem disfonksiyonu vardır.
  • Streptokok enfeksiyonu ile OKB arasında pozitif bir ilişki görülmektedir.
  • OKB tanılı kişilerin yakınlarında OKB veya obsesif kompulsif özelliklere 3-5 kat daha fazla rastlanmaktadır.
  • Öğrenme kuramcılarına göre, obsesyonlar koşullanmış uyarılardır. Nispeten nötr bir uyarıcı, endişe ve kaygı verici olaylarla eşleşerek kaygı ve huzursuzluk oluşturacak koşullu uyaran haline dönüşmektedir.
  • Kişi obsesyonel düşünce ile ilişkili kaygıyı azaltacak belirli bir hareketi keşfettiğinde bunu rutinine alarak kompulsiyonları geliştirmektedir.
  • OKB’ de sekonder bir kazanç söz konusu olabilir. Buradaki psikodinamik süreç dikkate alınmalıdır.
  • Gebelik, doğum, çocuklukta ebeveyn bakımı gibi çevresel etkenler obsesif kompulsif bozukluğu tetikleyebilmektedir.
  • Sigmund Freud OKB’yi ödipal dönemden anal psikoseksüel döneme regresyon olarak kabul eder.

Obsesif kompulsif bozukluğun tanısı ve klinik özellikleri:

OKB tanılı hastalar genellikle psikiyatriste gelmeden önce diğer tıp doktorlarını gezerler. Yüzde 75 olguda hem obsesyon hem kompulsiyonlar bulunur.

OKB ile ilişkilendirilmiş tipik obsesyonlar ellerim kirli tarzındaki kontaminasyon düşünceleri veya fırını kapattım mı gibi şüphelerdir. Bunlara endişeli korku hissi eşlik eder. Kompulsiyonun anahtar özelliği obsesyon ile ilişkili kaygıyı azaltmasıdır. Obsesyon ve kompulsiyonlar benliğe yabancıdır yani kişinin psikolojik varlık olarak kendiliğine yabancı algılanır. Hastaların büyük kısmı obsesyon ve kompülsiyonlara direnç arzusu duysa da çok az bir kısmı bunu gerçekleştirebilir.

OKB’nin dört ana belirti kalıbı vardır.

  • Bulaşma: En yaygın görülen belirtidir. Bunu yıkama veya bulaşıldığı düşünülen objeden kaçma izler. Hastalar el derileri yüzülünceye kadar su ve temizlik maddeleri ile yıkanabilir ya da mikrop kapma endişesiyle evden çıkamayabilir. Obsesif utanç ve tiksinti duyguları da yaygındır.
  • Patolojik şüphecilik: Yaygınlığı ikinci sırada gelen yapı şüphe obsesyonu olup, onu kontrol etme kompulsiyonu izler. Kapıyı kilitlemeyi, ocağı kapatmayı unutma endişeleri ve bunları defalarca kontrol etme gibi örnekler verilebilir. Bir şeyleri yapmayı unutma veya yaptığı şey ile ilgili kendilerini suçlu hissetme tipiktir.
  • Girici düşünceler: Hastaya ayıp gelen bazı cinsel veya saldırgan eylemler ile ilgili obsesyonlar vardır.
  • Simetri: Simetri ve düzen takıntısı nedeniyle hastalar aşırı zaman harcarlar.

Bunlardan başka dinsel obsesyonlar ve istifleme kompulsiyonu gibi daha az rastlanan belirtiler de mevcuttur.

Obsesif kompulsif bozukluk tanı ölçütleri DSM-5’e göre şunlardır:

  1. Obsesyonların, kompulsiyonların tek başlarına ya da birlikte varlığı.

Obsesyonlar;

  • Kimi zaman zorla ve istenmeden gelen, belirgin kaygı ya da sıkıntı oluşturan, yineleyici ve sürekli düşünceler, zorlantı ya da imgeler.
  • Kişi bunlara aldırmamaya ya da baskılamaya çalışır veya bir kompulsiyonu yerine getirerek nötralize etmeye çabalar.

Kompulsiyonlar;

  • Kişinin obsesyona tepki olarak ya da katı bir biçimde uymaya zorlanmış hissettiği el yıkama, düzenleme gibi davranışlar ya da dua etme, sayı sayma gibi zihinsel eylemlerdir.
  • Kişi bu davranış ya da zihinsel eylemleri yaşanan kaygı ve sıkıntıyı azaltmak, korkulan bir olay veya durumdan sakınmak amacıyla yapar. Ancak bunlar tasarlanan durumla gerçekçi biçimde ilişkili olmaz ya da aşırı düzeydedir.
  1. Obsesyon ya da kompulsiyonlar kişinin belirgin biçimde zamanını alır, mesleki ya da kişilerarası ilişkilerde işlevsellikte bozulmaya sebep olur.
  2. Obsesif-kompulsif belirtiler madde kötüye kullanımı ya da herhangi bir tıbbi durum ile ilgili değildir.
  3. Bu bozukluk başka bir ruhsal bozukluğun belirtileri ile daha iyi açıklanamaz.

En sık rastlanan obsesyonlar ;

  • Bulaşma
  • Şüpheye düşme
  • Somatik yakınma ve korkular
  • Simetri takıntısı
  • Saldırganlık
  • Cinsel obsesyonlar

En sık rastlanan kompulsiyonlar;

  • Abartılı veya ritüelleştirilmiş el yıkama, duş alma, banyo yapma, diş fırçalama, giyinme gibi eylemler
  • Kapıdan girip çıkma, sandalyeye oturup kalkma gibi tekrarlayıcı ritüeller
  • Kapıları, kilitleri, ocağı, elektronik cihazları, ütüyü, fırını, arabanın el frenini kontrol etme
  • Kirleticilerle temas etmekten kaçınma, temizlenme
  • Dokunma
  • Sıralama ve düzenleme
  • Kendini veya çevresini zarardan korumak için önlemler alma
  • Sayma
  • İstifleme ve toplama
  • Yalama, tükürme gibi çeşitli ritüeller

Obsesif kompulsif bozuklukta (OKB) gidiş ve sonlanış:

OKB tanılı hastaların yarısında belirtiler aniden başlar. Gebelik, cinsel bir sorun, bir yakının ölümü gibi stresli olaylar hastalığı tetikleyebilir. Birçok hasta 5-10 sene belirtilerini gizlemeyi başarır ve psikiyatriste gitmez.

Hastaların beşte biri kendi kendine belirgin biçimde düzelebilirken, yarısında orta derecede bir iyileşme olabilmektedir. Dörtte bir hastada ise OKB belirtileri sabit kalır ya da daha da kötüleşir.

OKB tanılı hastaların yaklaşık üçte birinde majör depresif bozukluk vardır. İntihar OKB’li hastalarda ortalamalara göre daha yüksektir.

Çocukluk çağında başlangıç, kompulsiyonlara uyum sağlama, majör depresyon varlığı, sanrısal inançların varlığı, özellikle şizotipal kişilik bozukluğu başta olmak üzere kişilik bozukluğu varlığı kötü prognoz işaretleridir.

Sosyal ve mesleki düzenin iyi olması, belirtileri başlatıcı bir olayın varlığı, belirtilerin dönemsel karakter göstermesi iyi prognoz işaretleridir.

Obsesyonların içeriği ile OKB’nin gidişi arasında ise bir ilişki yoktur.

OKB’de (Obsesif Kompulsif Bozukluk) Tedavi:

Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde psikoterapi ve farmakoterapi kullanılmaktadır.

OKB’de ilaç tedavisi:

OKB’de farmakoterapinin etkinliği klinik çalışmalarda açıkça görülmektedir.

Fluoksetin, fluvoksamin, sertralin, citalopram FDA tarafından OKB tedavisinde kullanımı onaylanan SSRI grubu ilaçlardır. Bu ilaçlar davranışçı terapi ile birlikte kombine edildiğinde daha iyi klinik sonuçlar alınmaktadır.

Klomipramin ise OKB tedavisinde onaylanan ilk ilaç olup, halen başarı ile kullanılmaktadır. Klomipramin de davranışçı terapi ile kombine edilirse tedavide daha başarılı olunmaktadır.

Klomipramin ya da SSRI grubu ilaçlarla tedavi başarısız olursa, mevcut tedaviye valproat, lityum veya karbamazepin eklenebilir.

OKB tedavisinde venlafaksin, MAO inhibitörleri, buspiron, klonazepam ve risperidon da bazı olgularda tedavide kullanılabilmektedir.

OKB tedavisinde psikoterapi:

Psikodinamik psikoterapi günümüzde OKB tedavisinde gözden düşmüştür. Sadece hastanın tedaviye olan direncinin çözülmesinde tercih edilir.

Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde altın standart davranışçı terapi ile ilaç kombinasyonudur. OKB’ deki temel davranışçı yaklaşımlar maruz bırakma ve tepki önlemedir. Duyarsızlaştırma, düşünce durdurulması, farklı maruziyet teknikleri ve ters koşullandırma davranışçı terapide kullanıldığında OKB tedavisinde başarılı sonuçlara imza atılabilir. Davranışçı terapinin etkin olabilmesi için hasta iyileşmeyi gerçekten istemeli ve kararlı olmalıdır.

İçgörü yönelimli psikoterapi ile OKB tanılı hastalarda semptomatik iyileşme gözlemlenmektedir.

Sosyal uyumu iyi olan ve farklı derecede belirtilere rağmen bir işte çalışabilen OKB hastalarının tedavisinde destekleyici psikoterapiden de yararlanılabilir.

Aile terapisi de obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde kullanılabilir. Bozukluğun yol açtığı eş ile huzursuzluğu azaltma da ve aileye destek olmada aile terapisinin faydası olacaktır.

OKB tedavisinde diğer yöntemler:

Tedaviye şiddetli direnç gösteren ve kronik olarak hastalıktan ciddi oranda etkilenmiş hastalarda EKT ve psikocerrahi düşünülebilir. EKT cerrahi müdahaleye göre öncelikli tercih olmalıdır. En yaygın kullanılan psikocerrahi işlemi singulotomidir. Subkaudat traktomi de cerrahi seçeneklerdendir.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.

Psikiyatrist ve Psikoterapist Doktor Emine Filiz Uluhan.

OKB teşhis ve tedavi merkezi Antalya.

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp