0242 311 44 33
Bipolar affektif bozukluk, iki uçlu bozukluk, psikoz manyak depresif isimlerini de alan bipolar bozukluk, 2000 yılı aşkın bir süredir bilinen psikiyatrik bir hastalıktır.
Bipolar bozukluğun en önemli özelliği, hastalık dönemleri haricinde kişinin tamamen sağlıklı bir duygu durumu haline dönmesidir. Sağlıklı dönem haricinde, belli bir düzen olmaksızın tekrarlayan depresif, manik ya da karma epizodlar yaşanır.
Yaşam boyunca depresif dönemler, manik ve hipomanik dönemlerden daha fazladır. Karma özellikli bipolar bozuklukta neşeden çok huzursuzluk, irritabilite tabloya hakim olup, sık rastlanan bir klinik tablodur.
Hızlı döngülü bipolar bozukluk adı verilen klinik tablo kadınlarda daha sık olup, 1 yılda 4’ ten fazla manik ya da depresif epizod gözlenir.
Tipik manik-depresif hastalık bipolar I adını alır, ara dönemlerde tam bir iyileşme vardır.
Bipolar bozukluk tip II, hipomani ve depresyonla seyrederken, bipolar III siklotimik bozukluk adını alır.
Antidepresan ya da madde kullanımına bağlı gelişen mani bipolar IV olarak isimlendirilirken, bipolar V major depresif bozukluk olup sadece depresif epizodlarla seyreder.
Bipolar VI da ise depresyon olmadan mani dönemleri olur.
Alt gruplar bipolar bozukluk tedavisinde önemli olup, her bir alt grup ilaçlara farklı yanıt verir.
Bipolar (iki uçlu) bozukluğun nedenleri arasında genetik etkenlerin rolü büyüktür. Birinci derece akrabalarında bipolar bozukluğu olanlarda hastalığa yakalanma riski 10 kat daha fazladır. Her iki ebeveynde bipolar bozukluk varsa, çocuğun bipolar olma riski %75’ tir. Anne babasında duygulanım bozukluğu olup, sağlıklı anne babaya evlatlık verilen çocuklarda bipolar bozukluğun sık gözlenmesi, sağlıklı anne babadan doğup bipolar aile yanında yetişen çocuklarda ise hastalık oranının yüksek olmaması genetik faktörlerin rolünü desteklemektedir.
Noradrenerjik ve dopaminerjik aktivasyon, kolinerjik ve serotonerjik yetersizlik ise bipolar bozukluk nedenleri arasında sayılan nörokimyasal faktörlerdir. Manik epizodlarda hücre içi sodyum ve kalsiyum düzeyleri artmaktadır.
Tirotoksikoz ve Cushing gibi endokrin hastalıklar, multipl skleroz, parsiyel epileptik nöbetler, romatoid korea gibi nörolojik hastalıklar, kafa travmaları ve sistemik lupus, sifiliz, AİDS, üremi gibi sistemik hastalıklar da bipolar bozukluk nedenleri arasında sayılır. Hızlı döngülü olgularda subklinik hipotiroidizm sıktır.
Uyku yoksunluğu bazı hastalarda manik atakları tetikleyebilir.
Bipolar bozuklukta kadın erkek oranı, eşit olup, yaşam boyu risk ortalama %1’ dir. Çoğu vaka 20 yaş civarında başlar.
Bipolar bozukluk vakalarının yaklaşık 1/3’ ü mevsimsel epizodlarla seyreder. Erkeklerde manik epizodlar, kadınlarda depresif epizodlar daha sıktır. Kadınlarda klinik tabloya çoğu kez karma epizodlar hakimdir.
18 yaş öncesi başlayan bipolar bozukluk olguları daha ağır seyreder, lityuma yanıt düşüktür, psikotik özellik gösterebilirler, karma epizodlar sıktır.
Bipolar bozukluğu olanların boşanma ve işsizlik oranları normal popülasyondan 2-3 kat fazla, intihar oranı ise 30 kat yüksektir. Manik dönemlerde aşırı para harcama, trafik kazası, suç işleme, alkol ve madde kötüye kullanımı, kendine ve çevreye zarar verme gibi olumsuz özelliklere sık rastlanır.
Bipolar bozuklukta manik epizod özelliklerini şöyle özetleyebiliriz.
Bipolar bozuklukta depresif dönem özellikleri ise şöyledir.
Bipolar bozuklukta gidiş ve sonlanışla ilgili bazı özellikler ise şöyledir.
Bipolar bozukluk tedavisinde öykü önemlidir. Hangi tip bipolar bozukluk olduğu, epizodların mevsimlerle ilişkisi, daha önce kullanılan ilaçların etkinliği, ailede bipolar bozukluk vakası olup olmaması, vaka varsa hangi ilaçlara olumlu yanıt verdiği, antidepresanların tetiklediği manik epizodların varlığı tedavide yönlendirici olacaktır.
Bipolar bozukluk tedavisinde epizodların sıklığı ve şiddetini kontrol altına alma, olumsuz psikososyal sonuçları önleme, epizodlar arası işlevselliği düzeltme, psikiyatrist olarak temel hedefimizdir.
Bipolar bozukluk tedavisinde öncelikle hastaya ve aileye eğitim verilir. Mani ve depresyon belirtilerini erkenden tanımak tedavide önemli bir adımdır.
Hastanın hastalığını kabul etmesini ve uzun yıllar ilaç kullanmasını sağlamak çok önemlidir. Birçok hasta bunu kabullenmez, belirtileri olduğundan hafif göstermeye çalışır, hatta manik belirtilerden memnun olup, düzelmesini istemeyebilir.
Günlük aktiviteler, uyku uyanıklık düzeni, ruhsal ve fiziksel stres kaynaklarının azaltılması bipolar bozukluk tedavisinde olmazsa olmazlardandır.
Bipolar bozukluk tedavisinde temel ilaçlar, başta lityum olmak üzere sodyum valproat, karbamazepin, lamotrijin gibi duygu durumu düzenleyicilerdir. Benzodiazepinler ve antipsikotikler de psikiyatristiniz tarafından bir süre önerilebilir.
Bipolar bozukluk, 2 yıl içinde %60 yineler. Stres düzeyi yüksek olanlarda, kişilik bozukluğu olanlarda, ailesel sorunları olanlarda, olumsuz yaşam olaylarında, uyku düzensizliği olanlarda yineleme oranı çok daha yüksektir.
Hastaların yarıya yakını ilaç tedavisini bıraktığından, tedavi uyumuna yönelik psikososyal tedaviler mutlaka gerekir.
Kişiler arası ilişkilerdeki sorunlara yönelik bireysel psikoterapiler, genel işlevsellik ve depresyona yönelik bilişsel davranışçı terapiler ile aile içi iletişimi arttırmaya, problem çözme becerilerini geliştirmeye, ilaç uyumu ve ailenin bipolar hastalık konusunda eğitimine dayalı aile terapileri bipolar bozukluk tedavisinde kullandığımız psikoterapi yöntemleridir.
Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan, Antalya Psikiyatri Merkezi.
Psikiyatri Uzmanı E.Filiz Uluhan, Antalya Psikoterapi Merkezi, Lara/Muratpaşa/Antalya.