Agorafobili ya da Agorafobisiz Panik Bozukluk

Hiç yoktan ortaya çıkan panik atakların yaşandığı psikiyatrik tablo panik bozukluk olarak tanımlanır.

Panik atakta 13 belirti tanımlanmış olup, 3’ ü bilişsel, 10 tanesi fiziksel semptomlardır.

Panik atağın bilişsel semptomları:

1)Bedenden ayrılma duygusu olarak algılanan kişiliksizleşme ya da dış dünyanın garip, tuhaf, gerçek dışı olarak algılanması durumu olan gerçekdışılaşma.

2)Ölüm korkusu.

3)Çıldırma ya da kontrolünü yitirme korkusu.

Panik atağın fiziksel semptomları:

1)Kalbin küt küt atması, kalp çarpıntısı, kalbin göğüs kafesinden fırlayacak gibi olması.

2)Boncuk boncuk, soğuk terleme. Kişi saç diplerine varıncaya kadar terleyebilir, tüm vücuttan ter boşanır.

3)Tremor ya da titreme, vücutta sarsılma. Kişi titremesine engel olamaz, dişleri birbirine vuracak derecede, sarsılarak titrer.

4)Kalp krizi hissi doğuracak biçimde göğüste rahatsızlık, göğüs ağrısı, kalp ve göğüs bölgesinde sıkışma hissi.

5)Hızlı ve kesik kesik soluma, nefes daralması, alınan nefesin yetmeyip daha derin nefes alma ihtiyacı.

6)Nefes alamama, nefesin ciğerlere gitmemesi hissinin doğurduğu boğulma duygusu.

7)Bulantı ve sindirim sistemine ait şişkinlik, gaz, geğirme benzeri karında rahatsızlık hissi.

8)Baş dönmesi, sersemlik, olduğu yerde yığılma, bayılma hissi.

9)Felç geçiriyor duygusu uyandıracak biçimde uyuşma ve karıncalanma hisleri. Bunlar ellerde, bacaklarda, başta ve tüm vücutta olabilir, parestezi olarak isimlendirilir.

10)Tüyleri diken diken edecek üşüme ve ürperme hissi ya da ateş basması.

Panik ataklar beklenmedik ve ipuçsuz olur, yani içinde bulunulan durumla ilgisi yoktur. Ne zaman, nerede geleceği bilinmez. Süratle gelir, 10 dakika içinde doruğa çıkar. 1 saatten fazla süren panik atak çok enderdir. Birçok hasta hastaneye gidene kadar atak geçer.

Panik atak tanısı koymak için yukarıdaki 13 belirtinin en az 4 tanesi bulunmalıdır.

Panik atak belirtilerinin çoğu fiziksel olduğu için hastalar acil servis ile poliklinikler arasında, tanı almak için dolaşır durur. Hastalarımızın %85’ i kalp, solunum ya da nörolojik bir sorunu olduğuna inanır ve yapılan tüm araştırmalara rağmen ikna olmazlar. Hastaların bir an önce psikiyatrist tarafından görülmesi ve psikiyatri kontrolü altına girmeleri erken tanı ve tedavi için önemlidir. Geciken vakalarda depresyon gelişebilir, paniğin getirdiği stres çeşitli tıbbi sorunların ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine katkıda bulunabilir.

Panik bozukluğa agorafobi eşlik edebilir ya da etmeyebilir. Agorafobide, kaçmanın zor ya da utanç verici olabileceği yerlerde bulunma ya da panik atak geldiğinde yardım alamama olasılığında büyük kaygı ve rahatsızlık duyulur ve o durumdan kaçınmaya çalışılır.

Yunanca kamusal alanlar için kullanılan agora kelimesinden türetilen agorafobide, sıklıkla sokaklar, alışveriş merkezleri, sinema ve mağazalar gibi kalabalık yerlerden, araba, otobüs, köprü, yürüyen merdiven gibi mekânlardan ve evde yalnız kalmaktan korkulur.

Agorafobili panik bozuklukta bedensel hisler konusunda endişeler yaygındır. Bundan dolayı birçok hasta egzersiz yapma, aksiyon ve korku filmi izleme, çay ve kahve içerek kafein alma, cinsel aktivitede bulunma gibi uyarıcı etkinliklerden uzak durmayı tercih eder.

Ağır agorafobi vakaları evden dışarı çıkamaz hale gelebilir. Hatta evin içindeki bazı bölümlerin dışına çıkamayan olgulara, psikiyatri kliniklerinde sıklıkla rastlanır.

Psikiyatrik araştırmalar toplumun yaklaşık %5’ inde agorafobili ya da agorafobisiz panik bozukluğu olduğunu göstermektedir. Ortalama başlangıç yaşı 23 ila 34 olan panik bozukluk, kadınlarda erkeklere oranlara 2 kat daha fazla görülür. Şiddetli agorafobisi olanların %80 ila %90’ ı kadındır.

Şiddetli agorafobi vakaları evlerinden dışarıya çıkmaktan ileri derecede kaçınırlar. Eşleri ya da güvendikleri bir yol arkadaşı olmadan kapıdan dışarıya adım atamayan vakalara psikiyatri polikliniklerinde sıklıkla karşılaşmaktayız.

Panik ataklar hiç yoktan ortaya çıkıyor gibi görünseler de ilk atağın altında sıklıkla yüksek düzeyli stres yaratan bir olay vardır. Sevilen birinin kaybı, duygusal bir ilişkinin sonlanması, işini kaybetme, trafik kazası veya darp edilme benzeri bir travma yaşamak bunlara örnek olarak verilebilir.

Yetişkinlerin yaklaşık dörtte biri hayatlarının bir döneminde en az bir kez hiç sebepsiz panik atak yaşarlar. Ancak bunların büyük kısmı panik bozukluk aşamasına gelmez.

Biyolojik kurama göre panik ataktan, limbik sistemdeki hipokampusun önünde bulunan amigdaladaki anormal bir etkinlik sorumludur. Amigdala, korku duygusunda önemli rol oynayan bir bölgedir.

Biyokimyasal araştırmalarda ise beyinde nörotransmitter görevi gören noradrenerjik ve serotonerjik sistemlerin panik ataklarda rolü olduğu saptanmıştır. Serotonerjik etkinin artarak, noradrenerjik sistemin baskılandığı vakalarda panik atak tedavi olmaktadır.

Panik bozuklukta yeniden atak yaşama konusunda hissedilen yoğun beklentisel kaygıda ise gama amino bütirik asit (GABA) rol oynar. Panik bozukluk olgularında GABA düzeyleri önemli derecede düşüktür.

Panik bozukluğun psikiyatri ve psikolojideki bilimsel açıklaması öğrenme kuramına dayanır. Bilişsel kurama göre panik bozukluğu olanlar bedensel duyumlarına karşı aşırı duyarlıdır ve bunları olası en karamsar şekilde yorumlarlar. Yani, bu hastalarda kalbin hızlı atması kalp krizi geçirmenin, baş dönmesi bayılma ya da felç geçirmenin belirtisidir. Bedensel duyumları bu şekilde en kötüsüne yorumlama felaketleştirme olarak isimlendirilir. Felaketleştirici yorumlar çoğu kez farkındalık dışındadır. Birey farkında olmadan bir kısır döngü yaratır ve panik atak doruğa ulaşır. Bu sebeple panik atak tedavisinde bilişsel terapilerin büyük faydası vardır.

Yüksek kaygı duyarlılığı ve bireyin denetim algısındaki zayıflıklar da panik atak ve panik bozuklukta bir etkendir. Psikiyatri ve psikoterapi uygulamalarında tedavide önerdiğimiz nefes egzersizlerinin, solunumu kontrol altına alıcı uygulamaların rolü, bireyin denetliyor olma duygusundan gördüğü pozitif etkilerdir.

Panik bozukluk ve agorafobi tedavisinde anksiyolitik olarak adlandırılan kaygı giderici ilaçlar sıklıkla kullanılır. Hızlı etkili bu ilaçlar yoğun panik ya da kaygının yaşandığı akut durumlarda yararlıdır. Kısa süre kullanılır ve azaltılarak kesilmelidir.

Agorafobi ve panik bozukluk tedavisinde yararlı olan ve uzun süre kullanılmaya elverişli bir diğer ilaç grubu ise antidepresanlardır. Özellikle trisiklik ve seçici serotonin gerialım inhibitörü antidepresanlar tercih edilir.

Panik bozukluk ve panik atak tedavisinde kalıcı çözüm ise psikoterapi ile olur.

Korkulan durumla aşamalı olarak yüzleşme ve korkulacak bir şey olmadığını öğrenmeye dayalı, maruz bırakma temelli davranışçı terapiler uzun yıllar ilk tercih olarak kullanılmıştır.

Günümüzde ise felaketleştirici otomatik düşüncelerin değiştirilmesine yönelik bilişsel yapılandırma tekniklerinin daha etkili olduğu saptanmış, bütünselleştirici bilişsel-davranışçı terapiler panik bozukluğu tedavisinde en geçerli yöntem olarak psikiyatristlerce kabul edilmiştir.

Panik bozukluğa depresyonun eşlik ettiği vakalarda bilişsel davranışçı terapi daha etkili sonuçlar vermekte, psikoterapi ile tedaviyi bırakma oranları çok daha düşük bulunmaktadır.

Vakaların %95’ e yakını 8 ila 14 haftalık bir psikoterapi ile panikten kurtulur. Nüks oranları da psikoterapi ile çok düşüktür. Bazı panik hastalığı vakalarında ilaç tedavisi ile bilişsel-davranışçı terapinin aynı anda uygulanması daha iyi netice vermektedir.

Panik Bozukluk Tedavisinde Bilişsel-Davranışçı Terapi:

1)Danışanlar, kaygı ve paniğin doğası ve uyumsal değeri konusunda eğitir. Burada panik atak sırasındaki savaş ya da kaç tepkisinin doğasını öğretmek temel amaçtır. Bunu öğrenen danışan, panik sırasında yaşadıklarının normal ve zararsız olduğunu anlamaya başlayacaktır.

2)Nefes alıp vermeyi denetleme öğretilir. Bu çok önemli bir başa çıkma tekniğidir.

3)Panik atağı ve kaygıyı tetikleyen durumlarda ortaya çıkan otomatik düşünceler ortaya çıkarılır. Bunu gören danışan mantık hatalarını ve otomatik düşüncelerini yeniden mantıksal olarak çözümlemeyi öğrenir. Felaketleştirmeme öğrenildiğinde panik bulguları korkutucu olmaktan çıkacaktır.

4)Son olarak korkulan durumlara ve korkulan bedensel duyumlara maruz bırakma uygulanır.

Panik bozukluk tedavisinde hipnoterapi desteği de tedaviyi hızlandırır ve kolaylaştırır.

Antalya psikiyatri merkezimizde panik atak tedavisi, psikiyatrist Emine Filiz Uluhan tarafından, gereğinde ilaç tedavisi de eklenerek, bilişsel-davranışçı psikoterapi ve hipnoterapi destekli psikodinamik yaklaşımlarla yapılmaktadır. Panik atak ve kaygı bozukluklarına yönelik 4-6 kişilik grup terapisi uygulamalarımız da mevcuttur.

Dünyanın en güzel kenti Antalya’ da korku ve kaygılarınızdan arınmış, huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir yaşam dileğimizle!..

Psikiyatrist Emine Filiz Uluhan

Lara/ Muratpaşa/ Antalya