Ergen Danışmanlığı

Ergenlik genelde 11-21 yaş arasını kapsayan bir başkalaşım ve dönüşüm dönemidir. Bu dönemde hızlı bir fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişim ve gelişimle çocukluktan erişkinliğe geçiş sağlanır. Ergen danışmanlığı bu dönemde verilen psikolojik ve psikiyatrik hizmetleri kapsar.

Ergenliğe giriş, puberte yani cinsel olgunlaşmayla başlar. Bu kızlarda ortalama 9-10, erkeklerde 11-12 yaş civarında gerçekleşir ve biyolojik değişikliklerin tamamlanması 3-5 yılı bulur. Cinsel olgunlaşmanın yanında ruhsal ve toplumsal gelişme de yoğun bir şekilde devam eder.

Ergenliğin bitişi genellikle 20’li yaşların başı olarak kabul edilmekle birlikte bazı psikolog ve psikiyatrlar işe başlama, evlenme ve maddi bağımsızlık gibi faktörlerle de ilişkilendirirler. Birçok yazar ergenliği “yeniden doğuş, ikinci doğum, yeniden yapılanma, çelişkiler dönemi, fırtına ve stres dönemi” gibi isimlerle de adlandırmaktadır.

Ergenlik dönemi kişisel, grup, ulusal, cinsel, mesleki ve kültürel kimliğin şekillendiği, bireyin kim olduğu, yaşamdaki yol çizgisinin belirlendiği bir zaman dilimidir.

Ergenlik dönemini 3 kısımda inceleyebiliriz:

1-Bedenin hızla geliştiği puberte dönemi. Cinsel olgunlaşmanın başladığı bu dönemde dürtüler artmıştır. Dikkat daha çok ergenin bedenine yönelmiştir. Hızlı büyüme ve bedendeki fizyolojik değişiklikler, yorgunluk ve huzursuzluk yaratabilir. Uyku ve beslenme düzenleri değişir. Karşı cinsin dikkatini çekme davranışları gözlenir. Sıklıkla kaygı düzeyi yükselmiştir. Toplumsal sorumluluk ve görevlerin artmasıyla sinirlilik ve kaygı daha yoğun bir hal alır. Ergen, ebeveynlerinin otoritesiyle mücadeleye girer.

2-İkinci dönem, puberteden yaklaşık 2 sene sonra başlar ve soyut düşüncenin geliştiği dönemdir. Tümden gelişimli kavramları tanımlayarak düşünebilme yetisi bu dönemde kazanılır. Olayların çözümünde tüm olası ilişki ve hipotezler dikkate alınmaya çalışılır. Ergen, felsefe, din, ahlak ve siyaset konularına ilgi duymaya başlar. Temel hedef kimlik arayışı ve özdeşim kurabileceği bir model bulmaktır. Anne babanın etkisinden kurtularak dış dünyaya açılmaya çalışır. Ebeveynlerinin değer yargılarını eleştirir, küçümser. Kimliğini kanıtlama ve ortaya koyma çabasındadır. Hassastır ve çabuk sinirlenir. Kimlik duygusu, bireyin benzersiz ve kendine özgü bir varlık olduğunu ve bu tarzın süreklilik gösteren bir süreç olduğunu özümsemektir.

3-Son dönemde bedensel büyüme hızı azalmış, ergen bedensel değişimlerini özümsemiştir. Ebeveynden ayrı, bağımsız bir kimlik edinerek toplumda bir yer edinme ana hedeftir. Arkadaş ilişkileri, aile ilişkilerine göre ön plana çıkmıştır. Okul, ders çalışma gibi sınavlar akademik başarı ikinci plana itilebilir. Aileden bağımsızlaşma çabasındaki ergen bir yandan da kendi güçsüzlükleriyle mücadele etmek ve yüzleşmek durumundadır. Bu gerginlik ailesiyle çatışmasını daha da şiddetlendirebilir. Tüm bu süreç sağlıklı bir şekilde yürürse kimlik gelişimi tamamlanarak soyut düşünme iyice yerleşir. Cinsel çatışmalar azalır, kendilik imajı netleşir. Evlilik, meslek seçimi gündeme gelir. Bağımsızlık duygusu kesinleşmiş, kendi kararlarını vermeyle ilişkili çelişkileri azalmıştır. Daha gerçekçi çözümler üretilmekte ve toplumda bir yer edinilmektedir.

Ergenlik döneminin en ağır ve zorlu problemi kimlik bunalımıdır. Bunun temelinde ergenin yaşadığı hızlı gelişime uyum sağlayamaması yatar. Ergen kendini bütünlük içinde algılamakta zorlanır. Kimlik gelişimi çocuklukta ebeveynlerle yapılan özdeşim ve yeni yaptığı özdeşimlerin bir sentezidir. Denediği roller arasında bir seçim yaparak geleceğini buna göre şekillendirmek durumundadır. Ailenin bu dönemdeki desteği çok önemlidir. Genç, kendiyle ilgili abartılı genelleme hatalarına düşebilir. Zaman zaman tutarsızlık içinde bocalayabilir. Yaşananların doğal bir süreç olduğu ebeveynler ve ergen tarafından bilinirse bu dönem o derece hasarsız atlatılabilir.

Aile veya yaşanılan toplum, kültürel bir değişim, çatışma yaşıyorsa ergenlerin kimlik bocalaması yoğun ve sıkıntılı olur. Bunun nedeni gencin önündeki rol seçeneklerinin çok sayıda birbirine zıt özellikler göstermesidir.

Çocukluk döneminden gelen suçluluk, güvensizlik, utanç gibi duyguların atlatılamaması da kimlik bocalamasını şiddetlendirir. Bu konuda aileye büyük görev ve sorumluluk düşmektedir.

Anne babalar, ergene destek noktasında onların ayrı birer kişilik olduklarını kabul etmeli ve kendi kimliklerini ortaya koymalarını desteklemelidirler. Kimlik oluşumu ebeveynleri tarafından bastırılan genç, arkadaş çevresinde veya çeşitli gruplarda kendisiyle uyuşmayan davranış örüntüleri geliştirebilir. Çocuklarının önüne ulaşılamaz hedefler koyan aileler ergenin ters kimlik geliştirmesine sebep olabilir.

Bu çalkantılı dönemde çocukları oldukları gibi koşulsuz kabul etmek ebeveynlerin yapacağı en doğru davranıştır. Ebeveynler yaşananların normal gelişim sürecinin doğal bir uzantısı olduğunu bilmeli ve soğukkanlı davranmalıdır. Ebeveyn olarak iyi bir dinleyici olun ve sorunları çocuğun kişisel bir problemi gibi görmeyin.

Ergenle ciddiyet ve saygı içinde konuşmak, onların değerlilik hislerini arttırır. Söyledikleriniz ve tutumlarınız tutarlı olsun. Sorgulayıcı olmayın. Çocuğunuzun koşulsuz sevginizi ve sahiplenildiğini hissetmesini sağlayın. Akıl vermek yerine, söylediklerini anlamaya çalışın.

“Ne demek istediğini anladığımdan emin değilim.”, “Konuyu biraz daha açar mısın?”, “Konuyla ilgili ne gibi örnekler verebilirsin?” tarzında daha fazla konuşmayı teşvik edici yönlendirmeler ergenin, anne-babaya açılmasını kolaylaştırabilir.

“Düşünüyor olabileceğin başka neler var?” gibi bir yaklaşım onları fikirlerini paylaşma konusunda yüreklendirir ve iletişimi derinleştirir.

Ergenlere koşulsuz olarak sevildiklerini göstermek, ciddiye almak, düşünce ve duygularına değer vermek kimlik oluşumlarını geliştirir. Dinlendiğini hisseden ergen, sizi dinleyecektir. Bu sağlıklı bir özbenlik gelişimi açısından da önemlidir.

Özetlersek; ergenin bu zorlu dönemi en sağlıklı biçimde atlatmasında ebeveynlerin rolü büyüktür.

Eğer ergenlik çatışmaları çok yoğun olarak yaşanıyor ve tüm gayretlere rağmen iletişimde bir kopukluk yaşanıyorsa uzman destek almak gerekebilir.

Danışmanlık, psikolojik destek, psikolojik eğitim ve psikoterapi desteğiyle tüm ergen sorunlarınızın çözümünde Antalya Psikiyatri, Psikoterapi ve Ergen Danışma merkezi olarak hizmetinizdeyiz.