Evlilikte Eş Seçimi

Evlilik kararı ve eş seçimi, insan hayatında meslek seçimi ile birlikte en önemli iki kararından biridir. Bu kararla birlikte yaşamı kiminle şekillendireceğiniz, kimden çocuk sahibi olup, kiminle çocuk yetiştireceğiniz belli olmaktadır. Evlilik olgusuyla birlikte yaşamınızın yaklaşık üçte ikilik bir kısmı yeni bir sürece girecektir.

Eş seçiminde ana faktör kişilerin birbirini çekici bulmalarıdır. Toplumsal dinamikler burada farklı görüşler üzerinde birleşmektedir.

1-Kişilerin birbirini çekici bulması karşılıklı kazanımlarla ilgilidir. Bu görüşe göre kişiler maddi ve/veya manevi olumlu kazanımlar elde ettiği kişileri çekici bulmakta ve onlarla birlikte olmak istemektedir.

2-Bu görüşe göre fiziksel mekân anlamında birbirlerine yakın olanlar görüşme olanakları, birbirlerini daha iyi tanıma şanslarıyla birbirlerini çekici bulmaktadır.

3-Bir diğer görüş tamamen fiziksel çekiciliğe önem vererek kişilerin güzel ya da yakışıklı bulduklarını çekici olarak algıladığını savunur.

4-Bazı otörler, insanların kendilerine benzeyen kişilerden hoşlandığını savunur. Burada fiziksel benzerliğin yanısıra yaş, eğitim, din gibi faktörler de devreye girmektedir.

5-Bazıları benzerliğin değil zıtlıkların çekicilik yarattığını savunur. Kişiler kendilerinden farklı olup, onları bütünleyecek kişilerden hoşlanır derler. Baskın bir karakterin, itaatkar biriyle uyum sağlaması gibi. Bu görüşe göre kişiler aynı zamanda kendilerinden hoşlananlardan hoşlanırlar.

6-Bu görüşe göre temel çekicilik faktörü ulaşılmazlıktır. Sahip olunamayacak kişiler çok cazip algılanır.

7-Burada temel fikir, kişilerin çekici bulduğu ya da kendisini çekici algılamasını istediği insanlara karşı daha sempatik ve olumlu yaklaşarak, onları da pozitife yönlendirdiğidir.

İlişki dinamiklerinde bu faktörlerin biri egemen olabileceği gibi birkaç faktörün bileşkesi de mümkündür.

Çekicilik faktörü evlilik kararı için tek başına yeterli olmamalıdır. Hissedilenler ve nedenlerinin yanında kişi aşağıdaki sorulara cevap vermelidir.

1-Kişi öncelikle kendini tanımalıdır: Ne aradığını, kim olduğunu bilmeyen kişinin evlilikteki başarısı şansa kalmıştır. Evlenecek kişi nasıl bir yaşam istediği, yaşamda neler yapmak istediği, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığı, iyi ve güçlü taraflarının yanında zayıf yönlerini, hayattaki önceliğini, insanlarda aradığı özellikleri, hangi tür insanlarla anlaşabildiğini, anlaşamadıklarıyla neden anlaşamadığını objektif olarak sorgulamalı ve yanıtlamalıdır.

2-Kişi, evleneceği kişinin özelliklerini tanımlamalıdır: Burada evlenilecek eşte istenen ve istenmeyen özellikler net olarak belirlenmeli, olmazsa olmazlarınız saptanmalıdır.

Amerika’da yapılan bir araştırmada ruhsal sağlık, karakter yapısı, fiziksel enerji, ekonomik durum, iletişim yeteneği, çatışma çözme becerisi, temizlik, düzenlilik, sözüne güvenilirlik gibi iyi alışkanlıklar, dindarlık, ortak ilgi alanları, aynı politik ve sosyal görüşte olma, çocuk sahibi olma isteği, kişilik, beceriler, amaçlar, yaş, ırk, din, eğitim, cinsellik, boy, yüz ve vücut güzelliği ile giyinme tarzının evlenilecek kişide aranan temel özellikler olduğu görülmüştür.

Yine aynı araştırmada yalan, aldatma, çok baskın kişilik özellikleri taşıma, maddi sorumsuzluk, öfkesine hakim olamama, pornografi merakı, aşırı alkol kullanımı, sigara içme, uyuşturucu kullanma, düzensizlik, dağınıklık, tembellik, cinsel obsesyon, dedikoduculuk, argo konuşma, küfürlü konuşma, kibirlilik, aşırı çekingenlik, bağımlı davranışlar sergileme, müzik ve film tercihlerinde uyumsuzluk, politik görüş farklılığı, her türlü fanatizm, tehlikeli otomobil kullanma ve dini inançlara saygısızlığın evlenilecek kişide en çok istenmeyen özellikler olduğu saptanmıştır.

Bu özellikler toplumdan topluma, kırsaldan kente, aynı toplumun farklı sosyoekonomik yapılarına göre kısmen değişebilmekle birlikte birçoğu evrensel değerlerdir.

Amerikalı evlilik terapisti Warren, yukarıdaki özelliklerden öncelikli 10 tanesi ile sınırlandırma yapmanın uygun olduğunu belirtmektedir. Onun şu sözü seçiciliği özetlemektedir. “Size uygun bir eş bulana kadar seçici olun, ancak taleplerinizi karşılayacak kimseyi asla bulamayacak kadar da seçici olmayın.”

Eş seçim kriterleri yıllar içinde de değişikliklere uğramıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar fiziksel çekicilik ve maddi olanakların ön plana çıkıp, iyi yemek yapma, ev bakımı gibi konulara verilen önemin azaldığını göstermektedir.

Türkiye’deki bir araştırmada ise eğitim düzeyi, fiziksel görünüm, sağlık durumu, ekonomik durum ve yaş farkı eş seçiminde en önemli ilk 5 kriter olarak saptanmış, kızlarda ekonomik durum, erkeklerde fiziksel güzelliğe verilen önemin ağırlığı dikkati çekmiştir. Yine aynı araştırmada sevgi, dürüstlük, hayat görüşü, sosyo-kültürel yakınlık, inanç birliği, benzer karakter yapısına sahip olma ve siyasi görüş birliğinin evlilikte eş seçiminde sırasıyla en önemli tercih sebeplerinden olduğu görülmüştür.

Tüm uzmanlar eşler arasındaki benzerliklerin evlilik için bir avantaj olduğu konusunda hemfikirdir. Farklılıklarla baş etmeye çalışırken tüketilen enerji, uyum, huzur ve mutluluğu engelleyebilmektedir.

3-Kişi, eşinde olmasını ve olmamasını istediği özelliklerin, karşısındakinde ne ölçüde bulunup bulunmadığını değerlendirmelidir: Sırf evlenme uğruna içinize sinmeyen biriyle evlenmek sonu hüsranla bitecek bir maceradır. Hiç evlenmemek, kötü bir evlilikten çoğu kez iyidir. Kendinize ait kriterleri net olarak tanımladıktan sonra iyi bir dinleyici, iyi bir gözlemci olarak eş adaylarınızı değerlendirmelisiniz. Karşınızdakini en iyi şekilde tanıdığınızdan emin olmalısınız. Kendinize ve karşınızdakine yeterince zaman tanıdığınızdan emin olmalısınız.

Evlilik kararı karşınızdakinin özellikleri sizin kriterlerinize tam olarak uyuyor veya onu her koşulda seviyor, sorunlu davranışlarından rahatsızlık duymuyor, onları değiştirmesi gerektiğini düşünmüyorsanız verilmelidir. Evliliklerde yapılan en büyük hata “evlenelim nasıl olsa düzelir, sorumluluk alınca kendine gelir” yaklaşımıdır.

Eş seçimi kriterleri yıllar içinde ve kültürden kültüre değişiklikler gösterse de bazı evrensel öncelikler ortaktır. Ülkemiz için eş seçerken dikkat edilmesi gereken özellikleri şöyle özetleyebiliriz.

a)Evleneceğiniz kişiye yönelik hislerinizden emin olun. Ona karşı tamamen olumlu duygu ve düşüncelere sahip olmalısınız. Ona önem vermeli, onun için endişelenmeli, onu her şeyiyle sevmelisiniz.

b)Evleneceğiniz kişinin fiziksel özelliklerini benimsemiş, beğenmiş olmalısınız. Fiziksel görünüm tüm dünyada, erkeklerin vazgeçilmez önceliği olarak ön plana çıkmaktadır.

c)Güvenilirlik, dürüstlük, saygı, hoşgörü, sevecenlik, iyi niyet, sabır, öfke kontrolü gibi kişilik özelliklerini mutlaka dikkate almalısınız. Yıllar içinde bu özelliklerin nasıl olsa kazanılacağı fikrine asla kapılmamalıdır. Bunun hiçbir garantisi yoktur.

d)Eşlerin yakın eğitim düzeylerine sahip olması, anlaşma ve uyum için bir avantaj getirmektedir.

e)Çiftlerin ailelerinin eğitim, gelir düzeyi ve kültür düzeylerinin benzerliği, dünürler arasında çatışmayı azalttığından, çiftin ilişkilerini olumlu yönde etkilemektedir.

f)Eşler arasındaki yaş farkının fazla olmasının uyumu zorlaştırdığı kabul edilmektedir.

g)Çiftlerin ayrı ayrı ekonomik bağımsızlıklarına sahip olması istenen bir özelliktir.

h)Dini inanç ayrılıkları çoğu kez ciddi çatışma doğurmaktadır.

i)Siyasi görüş farklılıkları da çatışmaya neden olabilmektedir.

j)Evlilik kararının ailelerin onayıyla alınması çoğu kez daha olumlu sonuçlanmaktadır.

Sonuç olarak yazı boyunca sıraladığımız özellikler ve öncelikler herkes için farklılıklar gösterebilir. Öncelikler ve önem dereceleri tamamen kişinin kendi tercihlerine bağlıdır. Bilinmesi gereken evliliğin deneme yanılma yoluyla veya şansını deneyerek yapılmamasıdır. Kişi önce kendini tanımalı, ne aradığını ve nelerin vazgeçilmez olduğunu bilmeli, eş adayında bu özelliklerin bulunup bulunmadığını objektif olarak değerlendirmeli ve eş seçimine ait kararını vermelidir.

Aşka dair hiçbir şeyde peşin hükümlü olunmamalıdır ancak “istisnalar kaideyi bozmaz” gerçekliği de unutulmamalıdır.

Antalya Psikiyatri-Evlilik Terapileri, Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.