Anksiyete Bozukluklarında İlaç Tedavisi

Panik bozukluk, özgül fobi, sosyal fobi, obsesif kompülsif bozukluk, posttravmatik stres bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu, DSM-IV psikiyatri sınıflamasına göre anksiyete bozuklukları olarak isimlendirilmektedir. Bu hastalıklar hemen hemen aynı temel işlemin farklı ciddiyet ve karmaşıklıktaki temsilleridir.

Anksiyete bozukluklarının tedavisinde ilaç tedavileri tek başına veya psikoterapiler ile birlikte tıbbi tedavi olarak etkinlikle kullanılmaktadır. Hemen hemen tüm anksiyete bozukluklarının alt tiplerinde ilaç tedavileri benzer sonuçlar vermektedir. Bir tek özgül fobide bu durumdan istisna olarak, davranışçı terapilerin yeterli olduğu kabul edilir.

Anksiyete bozukluklarında kullanılan ilaçlar şunlardır.

1) Primer anksiyolitik ilaçlar:

Bu ilaçlar minör trankilizan veya sedatif-hipnotikler olarak da isimlendirilir. Benzodiazepin grubu ilaçlar bu grupta yer alır. Benzodiazepinler obsesif-kompülsif bozukluk dışındaki tüm anksiyete bozukluklarında etkilidirler.

Lorazepam ve oksazepam etkilerinin çabuk başlaması nedeniyle akut vakalarda özellikle tercih edilir.

Klonazepam, klordiazepoksit gibi ajanlar ise uzun ve düzenli etkileri, doz ayarlama kolaylığı nedeniyle kronik vakalarda iyi bir tercihtir.

Alprazolam (Xanax) ve diazepam ise orta etkili ajanlar olup her tür anksiyete tedavisinde sıklıkla kullanılırlar.

Benzodiazepinlerin güvenilirliği anksiyetenin giderilmesi ile sedasyon arasındaki geniş doz aralığından gelmektedir.

Hastaların bu tür ilaç kullanımında en büyük endişeleri ilacın bağlılık ve bağımlılık yapmasıdır. Benzodiazepinlerin sınırlı bağımlılık olasılıkları vardır. Doktor kontrolünde ve sınırlı sürelerle kullanıldığında korkmamak gerekir. Bu ilaçlar bulgulara yönelik doz titrasyonları yapılarak belli süreler kullanılır ve azaltılarak kesilir.

En sık görülen yan etkiler uyku hali ve sersemlik hissidir. Hastalar, herhangi bir ilacı kullanmadan önce başka hastalıklardan dolayı kullandıkları ilaçları doktorlarına mutlaka söylemelidir. Bu potansiyel yan etkiler yönünden çok önemlidir.

Buspiron da benzodiazepinlere benzer olmakla birlikte farklı değerlendirilen bir anksiyolitik ilaçtır. Yaygın anksiyete bozukluğu dışındaki anksiyete bozukluklarında etkisi pek yoktur. Bağımlılık yapma potansiyelinin olmadığı kabul edilmektedir. Etkisini ortalama 2 hafta içinde gösterir. Kandaki yarılanma ömrü kısa olduğundan günde 2-3 kez alınmalıdır. Sedatif etkisi bulunmamaktadır.

2) Beta bloker ilaçlar:

Sıklıkla performans anksiyetesinde etkilidirler. Anksiyetenin çarpıntı, titreme ve terleme gibi sempatik sinir sistemi etkilerini yatıştırırlar. Propranolol, Atenolol, Metoprolol, Nadolol, Pindolol gibi ilaçlar bu gruptadır.

3) Antidepresan ilaçlar:

Birçok hastada anksiyete bulguları ile depresyon bulguları benzer de olsa, antidepresanların anksiyete tedavisindeki etkileri antidepresan özelliklerinden bağımsızdır. Anksiyete tedavisinde antidepresan ve anksiyolitik ilaçların tek başlarına veya kombine kullanımı olgunun durumuna ve klinisyenin tercihine bağlıdır. İki grup ilaç arasındaki en büyük fark etkinin başlama hızıdır. Genel yaklaşım antidepresan ve anksiyolitik ilaçların birlikte başlanıp, antidepresanların ortalama 4-8 hafta süren olumlu etkileri başlayana kadar beraber kullanıp, sonra doz azaltarak anksiyolitik ilaçları kesmektir. Uzun dönemli tedavi antidepresanlarla devam eder. Antidepresanların en olumlu yanı iyi tolere edilmeleri ve bağımlılık yapma potansiyellerinin olmamasıdır.

Anksiyolitikler merkezi sinir sisteminde GABA (gamma-aminobutirikasit) nörotransmitterler üzerinden etki gösterirken, antidepresan ilaçlar noradrenerjik ve serotonerjik nörotransmitterler üzerinden etki gösterir.

Anksiyete tedavisi için belirli tek bir spesifik antidepresan mevcut değildir. Etkili bir tedavi seçimi klinisyenin bilgi ve becerisi ile olgunun özelliklerine bağlıdır. Örneğin; obsesif kompulsif bozukluk ve panik bozukluk tedavisinde serotonerjik etkileri kuvvetli bir antidepresan seçimi daha uygundur.

İlaç seçiminde hastanın belirli bir ilaca daha önce verdiği yanıtlar veya hastanın birinci dereceden akrabasının aynı rahatsızlık için verdiği olumlu yanıt yol gösterici olabilir.

Hastanın ilacın olası yan etkilerine toleransı da ilaç seçimini etkileyen önemli bir faktördür. Hastalar uzun dönemde libido azalması, orgazm olamama, sertleşme kusurları gibi seksüel yan etkilerden ve kilo alımından şikâyetçi olabilirler. Bunlar en sık görülen yan etkiler olmakla birlikte kalıcı değildirler.

Trisiklik antidepresanlar, anksiyete bozukluğu tedavisinde ilk kullanılan ve en çok araştırma yapılmış ilaçlardır. Bunların serotonin ve norepinefrin geri alımında kısa dönem etkileri vardır. Klomipramin (Anafranil) obsesif kompülsif bozuklukta en etkili trisiklik antidepresan olup, çok güçlü bir serotonerjik ilaçtır. İmipramin (Tofranil)’de sıklıkla tercih edilen ve etkili olan diğer bir trisiklik ajandır. Trisiklik ilaçların alkolle birlikte kullanımı tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI)’de serotonin ve norepinefrin metabolizmaları üzerinden etki eden, depresyon ve kronik anksiyete bozukluklarında etkili ilaçlardır. Obsesif kompulsif bozuklukta da faydalıdır. Bu grup ilaçların en büyük dezavantajı peynir, şarap, tavuk ve sığır ciğeri, sosis, konserve gıdalar gibi tiramin içeren gıdalarla ve diğer birçok ilaçla çapraz reaksiyona girerek hipertansiyon gibi ciddi yan etkilere sebep olabilmesidir. Geri dönüşümlü MAOI’ı olan moklobemid bu grubun en tercih edilen ilacıdır.

Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) anksiyete bozukluklarının tedavisinde etkili olan yeni grup antidepresan ilaçlardır. Yan etkilerinin azlığı nedeniyle tercih sebebidirler. Fluoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sertralin, nefazodon, sitalopram, essitalopram bu grup ilaçlardandır.

Sonuç olarak panik bozukluk, sosyal fobi, özgül fobi, obsesif kompülsif bozukluk, posttravmatik stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu gibi çeşitli anksiyete bozukluklarının tedavisinde olgunun durumuna göre antidepresanlar, anksiyolitik ilaçlar ve davranışçı terapiler birlikte veya ayrı ayrı kullanılabilmekte ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Paylaş Facebook Twitter E-Mail Whatsapp