Negatif Otohipnozun Cinsellikteki Önemi

İnsanlar cinsellikle ilgili konularda içsel gözden geçirme, kendini analiz ve değerlendirmeyle daha meşguldürler. Cinsel sorunlara sahip insanların, seksüel yaşantılarına çok fazla mental enerji ve zaman harcadıkları bilinen gerçeklerdir. Seksüel yaşam döngüsündeki suçluluk duygusu, kendini ayıplama, performans kaygısı gibi benzer negatif reaksiyonlar, cinsel isteği ve cinsel işlevleri doğrudan etkilemektedir.

Felsefedeki “düşünüyorum, öyleyse varım.” teorisi insanın, düşündüğü şey haline geldiğini anlatır. İnsanlar düşündüklerini yansıtan varlıklardır. Bu nokta birçok konuda önemli olduğu gibi cinsellik konusunda da başrolü oynar.

Farkındalık alanımızın dışında gelişen bilişler, bilinçli yaşamımızın birçok alanında ciddi sorunlara yol açmaktadır. Negatif düşünceler, teyitler ve hayal kurma yoluyla inanç sistemimizin bir parçası haline gelir. Bu bilinçdışı negatif inançlar hipnotik etkilidir ve onlarla gerçekçi olarak mücadele etmek zordur. Kısaca doğası gereği negatif olan imaj ve teyitlere negatif otohipnoz (self-hipnoz) diyebiliriz.

Bir bireyin ne olabileceği, ne yapabileceği ve neye sahip olabileceği ile ilgili olarak kendine empoze ettiği her sınırlılık negatif otohipnozdur. Bunlar çok güçlü hipnotik telkinler olarak işlev görürler. Herhangi bir eyleminde negatif otohipnoz kullanan bir birey, onu yapamayacağına ikna olduğu için durumu değiştirecek tepkiyi veremez.

Bu sebeplerle, cinsel terapilerde ilk bakılacak dinamik bu negatif işlemelerdir. Ortadaki sorunla ilgili olarak bireyin bilinçdışındaki negatif otohipnotik telkinler bütün terapi gidişatını ve sonucunu etkileyecektir. Cinsel problemle ilgili bireyin zihninden geçen yani problem hakkında kendi kendisine söylediği şey nedir? Birey seksüel sorununu düşünürken hangi mental temsilleri kullanmakta, bu temsiller nelerden beslenmekte ve cesaretlendirilmektedir? Tüm soruların cevapları verildiği zaman terapiden olumlu sonuç alınabilir. Danışanların iyileşmeye yönelik bilinçli istekleri, tatminsizlikleri ile ilgili kendi kendilerine söylediklerini keşfetmek gerekmektedir. Örneğin, iyileşebilmeyi çok isteyen ama ‘’artık iyileşmem, benim için çok geç’’ fikrine sahip bir danışanın bu düşüncesi mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

Sağlıklı bir cinsellik için bireyler zihinsel kontrolü ve ortamla bağlantılarını geçici bir süre için bir dereceye kadar koparabilmelidir. Negatif otohipnozdan kurtulunduğu ölçüde alternatif farkındalık gelişecek, bu da birçok sorunun çözümünü sağlayacaktır.

Negatif otohipnoz cinsel yaşamın eğlenceli yapısını alıp, onu anksiyete ile baş başa bırakan bir örüntüdür. Cevap verilmesi gereken temel soru, problemin danışanı neden üzdüğüdür. Bir cinsel bozukluktan rahatsız olmak, o rahatsızlığın illa bir disfonksiyon olmasını gerektirmemektedir. Bu rahatsızlık çoğu kez negatif işlemeden kaynaklanır. Disfonksiyonun kendisinden ziyade, şimdiki ve gelecekteki seksüel keyif, seksüel ilgi ve isteğe engel teşkil eden düşünceler önemlidir. Cinsel terapist bu amaçla cinsel sorunu listelemek yerine danışanın öz konuşma, imajlar ve duygudurumunu oluşturan bilişsel işlemeyi ortaya çıkarmalıdır.

Özetle, terapinin ilk basamağının, danışanlara negatif otohipnozlarını fark ettirmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu aslında sadece cinsel terapilerin değil, diğer terapi formlarının da püf noktasıdır.

Öz konuşma, imaj ve duygudurum negatif otohipnozun saç ayaklarını oluşturur. Öz konuşma dediğimiz, cinsel sorunlarını düşünürken danışanın aklına neler geldiğidir. Danışanlar kendilerini kuşatan öz konuşmayı fark ettikleri andan itibaren zihinsel imaj ve canlandırmalara geçilir.

Terapötik hipnozda (hipnoterapi) negatif öz konuşma ve imajların, pozitif alternatiflerle yer değiştirilmesi öğretilir. Örneğin, her şeyin iyi gittiği seksüel bir manzara hayal ettirilen danışana bedenlerinin tam olarak uyarıldığına, hazla dolduğuna, her dokunuşun zevk veren bir duyum olduğuna, her ses, koku ve tadın farkındalığına varılıp iyi ve hoş duyguların artıp geliştiğine dair telkinler verilir. Tüm bu gelişmelerin sabırla ve ağır ağır olacağı bilinmelidir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki bütün cinsel disfonksiyonlar, mutlaka cinsel rahatsızlık ortaya çıkarmaz. Fark, işleme sürecindedir yani problemi yaratan bilişler, bir rahatsızlık oluşturabilir. Bunu da hipnoz ve otohipnozla çözebiliriz.