Hipnoz Nasıl Gerçekleşir

Hipnoz halinin ortaya çıkmasında, hipnozun bileşenleri dediğimiz inanç, hayal, ikna ve beklentiden oluşan zihinsel durumlar rol oynar.

Telkine açıklık hali olan hipnotik durum ve verilen telkinin kabul edilme durumu olan hipnoz halinin gerçekleşmesi bu dört bileşene bağlıdır. Bu bileşenlerin yoğunluğu doğrultusunda hipnoz güçlü ya da zayıf olur.

Hipnoz araştırmacıları hipnotik trans konusunda ikiye ayrılmışlardır. Bir kısım hipnotist, hemen herkesin ilk anda gözünün önüne gelen gevşemiş, gözler kapalı, rahat bir pozisyonda yatılmış hipnoz seanslarından yanadır. Bunlara göre hipnoz hali için hipnotik trans denen bir zihinsel durum yaratılmalıdır. Bu durumda telkine açıklık, hayal kurma, geçmişle ilgili hayalleri hatırlama gibi özel bir farkındalık durumu gerçekleşir. Bilinçli zihin faaliyetleri yavaşlar, gerçeklik algısı bozulur, eski anılar hatırlanır, bireyde istem dışı hareketler görülebilir.

Bazı hipnotist ve hipnoterapistler ise hipnotik transı reddederler. Telkine açıklığın herkeste olduğunu, farklı bir zihinsel durum yaratmanın gerekli olmadığı, kişinin motivasyon ve beklentisinin temel rolü oynadığını savunurlar. Hipnotik transın her durumda gerçekleşebilecek normal bir insan yeteneği olduğunu belirtirler.

Pratikte bir kişinin telkin alması için illa gözünün kapalı olması, gevşemesi, hipnoz indüksiyonunun uygulanması gerekmemektedir.

Bilinçdışının dili, yansıması olan hayaller hipnozda önemli bir bileşendir. Beklenen değişimi hayal etmek hipnozu kolaylaştıracaktır.

Kişinin hipnozla ilgili inançları da çok önemlidir. Teslimiyetçi, saf inanç oluştuğunda hipnoz için hiçbir engel kalmaz. Kişi hipnoz olacağına, hipnoterapistin onu kolayca hipnoz edebileceğine, hipnozdan fayda göreceğine inanmış, hipnozla ilgili korkularını yenmiş olmalıdır.

Hipnoterapistin kişiyi hipnoz edeceğine ikna etmesi, hipnozla ilgili olumlu beklenti yaratması hipnozun olmazsa olmazlarındadır. Tüm bunlar hipnoza hazırlık aşamasında sağlanacaktır.

Hayal-inanç-beklenti-ikna dörtlüsü hipnoz oluşmasında ve hipnozla tedavi (hipnoterapi) elde edilmesinde iç içe geçmiştir. Hayaller inancı besleyecek, sonuçta beklenti oluşacak, arkasından ikna gelecektir. Bunların birindeki bir zayıflık hipnozun etkisini azaltacak, tedavide geriye dönüşler olacaktır.

Örneğin, hipnoz ile sigara bırakma tedavisinde sigara içmeme beklentisi yaratılmış, sigara içmeyeceğine dair inanç sağlanmış olsun. Hayal basamağında bir eksiklik olmuşsa kişinin gözünün önünden sigarayla mutlu anları hiç gitmeyecek, sürekli yemek sonrası bir sigarayı hayal edecektir. Bir süre sonra da büyük olasılıkla sigaraya yeniden başlayacaktır. Hipnoz ile sigara bırakma seanslarında sigarasız mutlu ve sağlıklı hayaller kurdurularak, bilinçdışında yer etmesi sağlandığında ise tedavi kalıcı olacaktır.

Hipnoterapist, hipnoterapiye girecek danışanı ön konuşmayla hipnoza hazırlar, danışanın hipnozla ilgili kuşku ve korkularını giderir. Hipnozdaki kişiye istemediği şeylerin yaptırılabileceği, hipnozun sağlığa zararlı olduğu, hipnozun bağımlılık yaratabileceği, hipnozdan uyanamayabileceği gibi hipnozla ilgili yerleşmiş yanlış inançlarla ilgili ayrıntılı bilgi verilir.

Herkesin hipnoz olabileceği, hipnoterapistin elinde sihirli bir güç bulunmadığı, hipnozdan uyanamama gibi bir durumun söz konusu olmadığı, hipnozun sağlık açısından hiçbir zararının bulunmadığı, hipnozdaki kişiye istemediği şeyleri yaptırmanın mümkün olmadığı, buna zorlanırsa otomatikman hipnozdan çıkacağı, geçmişte yaşanmış her şeyin hatırlanmasının mümkün olmadığı gibi doğru bilgilerle danışan aydınlatılır. (Bu konuda ayrıntılı bilgiye www. psikoterapi.pro sitemizdeki hipnozla ilgili doğrular ve yanlışlar yazımızdan ulaşabilirsiniz.)

Danışanın hipnoterapiste ve hipnoza olan güveni ve inancı başarılı bir hipnoz için şarttır. Danışanın daha önce hipnoza girip girmediği, önceki hipnoz seanslarında yaşadıkları, his ve düşünceleri hipnoterapisti yönlendirecektir.

Hipnoterapist bu aşamada hipnoza yatkınlık testleri de uygulayabilir.

Hipnozun ikinci aşaması hipnoza hazırlık yani hipnoz indüksiyonudur. Gevşeme ve odaklanma amaçlı sözel uygulamalar, nefes teknikleri, sarkaç benzeri nesnelerin kullanımı hipnoz indüksiyonu içindedir.

Hipnozun üçüncü aşamasında ihtiyaca göre trans halini derinleştirmek gerekebilir. Bu her zaman gerekli değildir. Yüzeysel trans durumunda da danışanlar rahatlıkla telkin alabilirler. Birçok danışan dışarıdan gelen sesleri duyduğunu söyleyerek hipnoza giremediğini sansa da hipnotik transın derinliği tedavi için ölçü değildir.

Hipnotik trans kişinin tamamen kendinde olduğu hipnoidal aşamadan, derin uyurgezerlik hali olan, var olan nesnelerin bile algılanmadığı çok derin transa kadar değişebilir. İlk basamak olan hipnoidal aşama uykuya dalma ya da uykudan uyanırken ki duruma benzer. Sigara bırakma tedavisi, obezite tedavisi gibi hipnoterapi uygulamaları için birinci basamak fazlasıyla yeterlidir. Analjezi uygulamaları için derin trans gerekir.

Hipnozun dördüncü aşaması tedavide asıl rolü oynayacak olan telkin aşaması olup, tıbbi hipnoz ve hipnoterapinin püf noktasını oluşturur. Burada telkin kalıplarını ezberleyip hastaya sunmak yeterli olmayabilir, yanlış yönlendirmelere yol açabilir. Alttaki psikopatolojiyi anlayacak, uygun psikoterapiyi sunacak psikoloji ve psikiyatri bilgisi en doğru tedaviyi sağlayacaktır. Bundan dolayı gelişmiş ülkelerde bu durum sıkı kontrol altında tutulmakta olup, hipnoterapi yetkisi psikiyatrist ve klinik psikologlara verilmiştir.

Hipnozun son aşaması ise hipnozdan çıkış, uyandırma aşamasıdır. Danışan tamamen zinde biçimde hipnozdan çıkarılabileceği gibi bazı durumlarda doğal uykuya geçmesi de sağlanabilir.

Psikiyatri Antalya, Antalya Psikoterapi Merkezi, Psikiyatrist Filiz Uluhan, Lara-Muratpaşa-Antalya.