Ergenlik Psikolojisi

Ergenlik dönemi kişilik gelişim süreci boyunca karşılaşılan zorlu etaplardan biridir.

Ergenlik dönemindeki bireyin kendisi karmaşanın tam ortasında kalakalmış gibidir ve doğal olarak başta aile olmak üzere tüm çevresini de bu karmaşaya doğru hızla sürükler. Sonuçta bir kaosla karşılaşma ihtimali vardır ki günümüzde ebeveynlerin korkulu rüyası haline gelmiştir. Ergenlik dönemi karmaşa, kaos, inat, uyumsuzluk, direnç, isyan vb. kelimeleri çağrıştırır olmuştur. Ergenlik dönemine dair oluşturulan negatif algılar, dönemi gerçekte olduğundan daha karmaşık göstermektedir. Bu dönemi sorunlu bir dönem gibi algılamak beraberinde sorunlu tutum ve baş etme mekanizmalarını getirebilmektedir. Oysa ergenlik döneminin psikolojisi çok şey anlamak ve az şey yapabilmek üzerine kuruludur. Çocukluk ile yetişkinlik arasında bir yol çizgisi üzerinde olup, ne bir çocuk gibi düşünebilmek ne de bir yetişkin gibi davranabilmektir ergenliğin psikolojisi.

Bu geçiş noktasında ergenin keskin sınırlar çizmeye çabalaması, esnek olmaması, bize göre fazla eleştirel veya fazla kendi halinde olması sorun çözme becerisinin henüz gelişmemiş olmasına bağlıdır. Çocukluktan itibaren sorumluluk verilen, problem çözme becerisi kazandırılan çocuklar ergenliğin getirdiği karmaşa ile daha kolay baş edebilmektedirler.

Ergenlik psikolojisi yoğun duygusal iniş çıkışlar, keskin kurallar veya kural tanımamazlık ve anlaşmazlıklar ile betimlenebilir. Genç yetişkinliğe adım atarken farklı olmak arzusu vardır ve ergen bu arzunun enerjisi ile hareket eder. Farklı olmak kendi kişiliğini ortaya koymak ile yakından ilişkilidir. Sizin seçtiğiniz kıyafetleri beğenmeyen çocuğunuz gerçekte bir kimlik oluşturma çabası içindedir ve onun bu çabasına ters düşen her davranış beklenemedik derecede yoğun tepkilere neden olabilmektedir. Kimlik oluşturma, farklı ve özel olabilme yani gerçekte “birey” olabilme çabası içinde olan ergen zorlu bir görevin içindedir. Kendisine uygun destek verilmediği takdirde enerjisi doğru yönlendirilmemiş olur, bu da fazladan gerginlik, öfke patlamaları, anlaşılmamışlık gibi hisleri beraberinde getirir. Duygusal değişimlerin yanında çocuğun fizyolojik değişim içinde de olduğu göz ardı edilmemelidir. Çocuğun birden bire ve sıklıkla orantısız biçimde büyüyen vücut organları nasıl ergenlik dönemi sakarlıklarına neden oluyorsa, benzer şekilde de ani ve hızlı hormonal, zihinsel ve duygusal değişimler de sosyal ve akademik çevrede sakarlıklara neden olmaktadır.

Çocuğun geçirdiği değişimleri anlamak, ona daha doğru ve uygun yaklaşımlar ile yardım edebilmenin anahtarıdır. Çocuğunuzun değişimleri doğaldır ve zamanla içten gelen enerjisini doğru yönlere kanalize etmesini öğrenecektir. Zaman beraberinde tecrübe ve olgunluk getirecektir.

Ergenlik psikolojisini anlamak:

Zaman geçerken ve ergenlik dönemi hayatınıza iyice yayılmaya başlamışken, ergenlik psikolojisini yakından tanımaya ihtiyaç duyulabilir. Ergenliği anlamak için sorulması gereken temel soru, ergenlik dönemi niçin gereklidir ? İnsan gelişim süreci boyunca ergenliğe neden ihtiyaç duyar? “Bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler” derken ne kadar gerçekçi tutum içindeyiz?

Ergenlik son derece gerekli, her zaman var olmuş olan ve yetişkinliğe geçişte gerekli olan evredir. Elbette ebeveynler çocuklarının çocuk kalmasını ve daha uyumlu olmaya devam etmesini arzularlar. Oysa gerçekte çocukluktan çıkma ve yetişkinliğe girme aşamasında bir durağa ihtiyaç vardır. Yetişkin olarak hayatımızda büyük değişimlerin bir kriz sonrasında oluştuğunu biliriz. İlerlemek için yeni adımlar atmak durumundayız ve her yeni adım güvenli çevremizden kopuşa neden olur. Ergenlik dönemi güvenli bölge olan çocukluktan ayrılma ve yepyeni bir liman olan yetişkinliğe varmadır. Bu ayrılık beraberinde yenilik ve krizler getirir.

Neticede yaşanan her kriz sağlıksız değildir. Bu fikirle yola çıkıldığında ergenlik dönemi yeni krizler dönemidir ve her yeni kriz daha ileriye doğru gidebilmek için fırsattır. Ailelerin fırsatları değerlendirebilmek için krizleri doğru okumaları, ergenin psikolojisini bilmeleri, ergenin davranışlarının altında yatan asıl nedenleri fark etmeleri önemlidir.

Her davranış içten gelen bir mesajdır ve kimi zaman açık ifade edilse de çoğunlukla örtülü olarak karşımıza çıkar. Ergenin davranışlarına anlam veremediğiniz, krizleri çözmekte yetersiz kaldığınız dönemler mutlaka olacaktır. Böyle dönemlerde profesyonel yardım almak önemlidir.

Ebeveynlerin ergenlik dönemi psikolojisini anlamaya çalışmaları kadar ergenin kendisinin de duygu, düşünce ve davranışlarını anlamlandırabilmesi önemlidir. Sıklıkla ailelerin içine düştüğü yanılgılardan biridir tek taraflı olarak ilerleme çabasıdır. Ergenlik dönemi psikolojisi bir bütün olarak, tüm aile fertleri tarafından önemsenmeli ve ortak çözümler aranmalıdır. Ergenin kendisi açısından karmaşık ve sakarlıklarla çevrili bir hayat hiç te kolay değildir. Kendi duygu, düşünce ve davranışlarını anlaması, kendini önemsemesi ve ilerleme çabası içinde aile kadar kendisinin de var olması hayatta gerçek iyiliği yakalayabilmesini sağlar. Ebeveynlerin veya ergenin tek başına akıntının yönünü belirlemesi zordur.

Oysa farkındalıkla, istekle ve birlikte tüm aile bir araya geldiğinde hayatın akışı belirlenebilir. Akıntıya teslim olup sürüklenmek değil, akıntının yönünü belirlemek hedefiniz olsun.

Psikolog Sabina Dursun, Antalya, Mayıs 2014.

Antalya Psikiyatri Merkezi.