Hiperseksüalite (Seks Düşkünlüğü) ve Seks Bağımlılığı

Tüm zamanını ve enerjisini cinsellik için tüketen, sek yapma dürtüsünü frenleyemeyen kişiler seks düşkünü olarak ifade edilebilir.

Hiperseksüalitede kişinin cinsel arzularını kontrol edememesi, artık onun fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığını tehdit eder noktaya gelmiştir. Seks düşünmek ve seks yapmaktan işlerini aksatan, arkadaşlık ilişkileri bozulan birey yaptığından suçluluk duymasına rağmen, bu eylem ve düşüncelerinden kendini kurtaramaz.

Seks terapistlerine göre hiperseksüalite, 6 aydan uzun bir süre tek eşli ilişkiye dayanamama olarak da tarif edilir. Seks düşkünlüğü veya cinsel doyumsuzluk erkeklerde satiriasis, kadınlarda nemfomani olarak isimlendirilir.

Seks bağımlılığının oranı erkeklerde %3’leri bulmakta, kadınlarda ise %1’in altındadır. Dünya tarihi boyunca erkek egemen toplumda hiperseksüalite birçok erkek için övünç duyulacak bir durumdur. Biraz da bu sebeple seks bağımlılığı denildiğinde genelde erkekler akla gelir ve yapılan bilimsel çalışmaların çoğu erkeklerle ilgilidir.

Günümüzde bir nevi reklamı yapılan, yazılı ve görsel medyanın manşetlerinden inmeyen, sürekli sevgili değiştirip, kadından kadına koşan, moda tabiriyle playboyların psikolojik açıdan birçok problemlerinin bulunduğu bilinen bir gerçektir. Hiperseksüalite normalin dışı bir durum kabul edilerek psikolojik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. İspanyol efsanelerindeki Don Juan, Venedik’te yaşayan Kazanova ve Yunan mitolojisinde her çeşit kadınla sonsuz ilişkiye girebilen Olimpos Tanrıları dünya tarihinde bilinen satiriasis örnekleridir.

Seks bağımlılığı doyumsuzluğa varan aşırı seks düşkünlüğüdür. Kişi cinsel duygu ve isteklerinin kölesi olmakta, bütün hayatını seks yönlendirmektedir. Hiperseksüel (seks bağımlısı) erkek sosyal konumuna, saygınlığına, ortama ve zamana uygunu olmayan cinsel ilişkilere girer. Bir daha yüzünü görmeyeceği, hayat boyu yan yana gelmeyeceği insanlarla cinsellik yaşayabilir. Zamanla bundan suçluluk duyar ve intihara götürecek kadar ağır depresyon görülebilir. Seks bağımlılığı bir nevi alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi olup, kişinin tüm itibarını, saygınlığını, toplumsal statüsünü yok edebilir.

Çok sayıda kadınla cinsel ilişki kuran seks bağımlısı erkekler bilinçaltlarındaki aşağılık duygularını, cinsel güçlerinin çok fazla olduğunu kanıtlayıp, zafer kazanmış gibi görünerek telafi etme amacındadırlar. Bu erkeklerin, kökleri çocukluk dönemlerine dayanan büyük ruhsal çatışmaları vardır. Birçok psikiyatrist bu durumu bilinçdışı homoseksüel eğilimlere karşı savunma olarak gelişen bir kompulsiyon (zorlantı) olarak açıklamaktadır.

Sanılanın aksine seks bağımlılığı az gelişmiş ülkelerde ve sosyoekonomik yönden zayıf kesimlerde daha fazla görülür. Kadınlardaki seks bağımlılığı ise sosyoekonomik düzey yükseldikçe artmaktadır.

Seks bağımlılarında çoğu kez kendine hayran olan, kendini büyük gören narsistik bir yapı ve bağımlı kişilik özellikleri söz konusudur. Sürekli arayış içinde, sıkıntıya gelemeyen, çabuk demoralize olan insanlardır. Genellikle karamsar ve değişken bir ruh halleri vardır. Göklere yükseltip, övdükleri bir kişiyi 15 dakikada yerin dibine geçirecek kadar olumsuz görebilirler. Hemcinsleriyle ilişkileri kötü ve yüzeyseldir. Bu kişiler pornografiyle yoğun olarak ilgilenirler ve ilişkilerinde duygusallığa yer yoktur. Seksüel eylem birinci önceliktir. Seks bağımlıları orgazmla birlikte gelmesi gereken rahatlama ve gevşemeyi yaşayamazlar.

Seks bağımlısı erkekler, sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yetişip, çocuklukta bulamadıkları ruhsal ve bedensel sıcaklığı, sürekli değişen partner ve bedenlerde ararlar. Bu sebeple de gerçek doyum ve mutluluğu hiçbir zaman bulamazlar.

Kadın olsun, erkek olsun cinsellik çözülmemiş büyük bir gizemdir. Cinselliğe büyük önem veren, sevişmekten büyük zevk alan, cinselliği yaşamın birinci maddesine koyan, sürekli sevgili değiştiren, partnerlerini sürekli aldatan her erkeği satiriasis ya da seks düşkünü olarak tanımlamamak gerekir. Aşırı seks düşkünlüğü toplumsal ve kültürel ölçütlere göre değişebilen, nesnel değerlendirmesi tam yapılamayan bir konudur. Çoğu vakaya cinsel yaşamın normal ölçülerinin aşılması olarak bakabiliriz.

Özellikle erkeklerde andropoz dönemi, şizofreni ve mani gibi dürtü kontrolünün kaybolduğu ruhsal hastalıklar, borderline kişilik bozuklukları, uyuşturucu ve madde bağımlılığı, frontal lobu tutan beyin hasarları gibi özel durumlar seks bağımlılığından ayrı tutulmalıdır.

Seks bağımlılığı en çok 25-50 yaşları arasında görülür. Kişi uzun yıllar durumunu fark edemeyebilir. Bu kişiler seks yüzünden adli olaylara karışabilirler. Günde birden fazla seks yapmanın yanında sıklıkla masturbasyon da yaparlar. Masturbasyondan cinsel ilişkiye göre daha fazla zevk alırlar. Boş kaldıkları an bütün düşünceleri cinsellik ve pornografi üzerinedir. Sevgilerini gösteremezler, romantik değildirler.

Seks bağımlılığı tedavisi uzun ve zor bir durumdur. Bilinçdışında yatan ruhsal sorunu bulup, yeniden yapılandırarak dengeli bir ruh hali yaratma amaçlı, davranışçı, bilişsel, dinamik, varoluşçu ve Gestalt terapi teknikleri bireyin özelliklerine göre uygulanır. Cinsel terapiyi ilaçlarla desteklemek gerekebilir.