Öfkenizin Esiri Olmayın

Öfke günümüzde yaşamımızın bir parçası haline geldi. Öfkemizi içimize atarsak dert sahibi mi oluruz? “ Sinirini içine atma” öğretisi, modern dünyada başkalarını incitme hakkına sahip olma anlamında değerlendirilir oldu.

Psikoloji ve psikiyatri dünyasında öfkenin en küçük olumlu bir yanı yoktur. İnsana özgü bir meziyet gibi şartlandığımız öfkenin mutlu ve doyumlu olmaya hiçbir katkısı olmamakta, bireyi ketlemektedir.

Doyurulmamış istekler, istenmeyen sonuçlar, karşılanmayan beklentiler neticesi nahoş duygular hissetmek doğaldır, fakat tepkimiz basit bir rahatsızlık ya da sinirlenmenin ötesine geçip hiddet ve düşmanlığa döndüğünde öfke tanımına girmiş olur.

Kontrolsüz öfke birey ve toplum için yıkıcı sonuçlar doğurur. Öfke yalnız kaynağında kalmamakta, karşı tarafı da olumsuz etkileyerek en az iki kişinin mutsuzluğuna neden olmaktadır.

Aile yaşamından iş hayatına ve sosyal yaşama kadar kişiler arası ilişkilerin, üretkenlik ve işlevselliğin bozulmasına yol açan, fiziksel ve ruhsal sağlıkta bozulma sebebi olabilen öfke ile baş etme yollarını öğrenmeli, öfke kontrolünü sağlamalıyız.

Öfke kontrolü nasıl yapılır, öfke yönetimi, kişisel gelişim ve psikoloji programlarında yaygın biçimde işlenir olmuştur. Öfke kontrolü nasıl sağlanır sorusuna girmeden önce neden öfkeleniriz, öfkeye götüren düşünce yapısı nedir sorularının cevaplarını bilmek gerekir.

Öfke, aslında gerginliğe verilen öğrenilmiş bir tepki olup hem bir tercih, hem de bir alışkanlıktır. Öfkelenmenizi sağlayan psikolojik güdülerinizi bilirseniz öfkenizi daha kolay yener, öfke kontrolünü sağlayabilirsiniz.

1)Acaba duygularınızın sorumluluğunu alıp, elinizde tutmak yerine karşıya yüklemek size daha mı kolay geliyor?

2)Öfkenizi karşı tarafı yönetmek için kullanıyor olabilir misiniz?

3)Öfke sizin için ilgi çekme, kendinizi önemli ve güçlü gösterme yöntemi olabilir mi?

4)Öfkeyi mazeret olarak mı kullanıyorsunuz?

5)Öfke istediklerinizi elde etmenin bir yolu olmasın? Karşınızdakiler öfkenizi görmek yerine sizi memnun etmeye çalışıyor olabilir mi?

6)Arkadaşlık, sevgi gibi duygulardan korkup duygusal paylaşımlardan kendinizi uzak tutuyor olabilir misiniz?

7)Bilinçdışınızda karşı tarafın suçluluk duymasını sağlamak olabilir mi?

8)Bireysel eksiklik ve yetersizliklerinizi örtmeye çalışıyor olabilir misiniz?

9)Öfkenize yenilmek, kendinizi geliştirmeye çalışmaktan daha kolay bir kaçış yolu olabilir mi?

10)Kendinize acıma, üzülme, anlaşılmadığınızı düşünme genel tercihiniz olmasın?

11)Sinirlenerek, öfkelenerek kötü performansınıza mazeret yaratıyor olabilir misiniz?

12)Öfkelenmenin insana mahsus olduğu yanlış inancına mı sarılıp kaldınız?

Öfke kontrollü biçimde ifade edilebiliyor, birey tarafından kabul edilerek inkar edilmiyor, sınırlandırılabiliyorsa kişiyi tehditlere karşı uyaran ve korumasına olanak sağlayan, yeni öğrenmeler için motivasyon kaynağı olabilen bir duygusal tepkidir.

Öfke kontrol edilemiyorsa, inkar ya da bastırma ile yok sayılmaya çalışılıyorsa zararlıdır.

Öfke kendinizi haklı çıkarma, başkalarını suçlama, başkalarını kontrol etme yolu değildir. Öfke hiçbir şekilde şiddet gösterip, suç işlemeye mazeret olamaz. Sorunlarınızı öfke ile çözemezsiniz.

Öfkenin psikolojik alt yapısında anksiyete, suçluluk, depresyon, bağımlılık ve cinsellikle ilgili karmaşık bir ilişki bulunur. Öfke çoğu kez kırılma, alınma, gücenme, anlaşılmama, beğenilmeme, reddedilme, engellenme, korku, kaygı, hayal kırıklığı, sevilmeme, yalnızlık gibi nahoş duygulara ikincil olarak oluşur.

Kontrol edilemeyen öfke, saldırganlık ve düşmanlık duyguları ruh sağlığını tehdit ettiği gibi kalp damar, mide ve barsak hastalıkları gibi fiziksel rahatsızlıklara da zemin hazırlar.

Öfkeyi yok etmek, öfke yönetimini öğrenmek, öfke kontrolünü sağlamak için yeni bir düşünce yapısına geçmeniz gerekir. Bu amaçla;

1)Öfkenizi tanımlayın, öfkelendiğiniz durumları tespit edin.

2)Öfke anında patlamadan önce 15-20 saniye nefesinizi tutarak öfkeyi ertelemeyi öğrenmeye çalışın.

3)Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri ile sakinleşme tekniklerini öğrenin.

4)Hoşlanmadığınız şeyleri açıkça ifade edin, hoşlanıyorum diyerek kendinizi kandırmaya çalışmayın. Fakat hoşlanmadığınız şeyler size öfkelenme hakkı vermez.

5)Herkesin istediği gibi davranma hakkı vardır. Birine kızdığınızda, birinde değişmesini istediğiniz bir şeyler gördüğünüzde ne kadar haklıysanız, karşı tarafında sizin istediğiniz gibi olmama hakkının olduğunu bilin.

6)Bir öfke günlüğü tutarak öfke profilinizi saptamaya çalışın.

7)Öfke durumlarınızda kullanmak üzere bir işaret dili ya da simge saptayarak, bunu aklınıza getirin ve erteleme stratejisi uygulayın.

8)Öfkelendiğinizde sevdiklerinizin yanına gidin.

9)Her zaman onaylanmayabileceğinizi bilin.

10)Başkalarından beklenti duymayı bırakın.

11)Öfkelendiğinizde çevrenizdekileri bilgilendirin.

12)Kendinizi sevin.

13)Hoşlanmadığınız durumları ve olumsuzlukları kişiselleştirmeyin.

14)Hayata esprili yaklaşın, her şeyi ciddiye almayın, bol bol gülün.

Öfke yönetiminde, öfkeyi kontrol etmede, “keskin sirke küpüne zarar verir” atasözümüzü kulağımıza küpe yapalım.

Öfke ile baş etmede esas tedavi bilişsel terapidir. Antalya psikiyatri ve Antalya psikoterapi merkezi olarak öfke kontrol sorununda öfke yönetimine ait kişisel gelişim eğitimleri yanında bilişsel terapi ile yanınızdayız.

Psikiyatrist, Psikoterapist Filiz Uluhan.

Psikiyatri Antalya, Psikoterapi Antalya.