Çocuk Eğitimi ve Çocuk Ruh Sağlığı

Bu yazımızda çocuk eğitimi, çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gerekenler ve çocuk psikolojisi, çocuk ruh sağlığı ile ilgili sıklıkla merak edilen sorulara yanıt arayacağız.

Çocuk eğitiminde temel ilkeler:

Çocuk psikolojisi ve çocuk psikiyatrisi çerçevesinde çocuk eğitiminde genel prensipleri şöyle özetleyebiliriz.

1)Anne baba olarak dünyaya çocuk gözüyle bakmayı öğrenin. Çocuğunuzun bakış açısından bakabilmeyi becerirseniz, çocukla iletişiminiz o derece sağlıklı olacaktır.

2)Çocuğunuzu dinleyin, onunla göz teması kurun, ona değer verdiğinizi gösterin.

3)Sevginizi doğrudan ve açıkça gösterin.

4)Çocuğunuzu her durumda, bir bütün olarak, olumlu ya da olumsuz tüm özellikleriyle kabul ettiğinizi, onu her şartta tüm varlığıyla sevip, memnun olduğunuzu hissettirin.

5)Çocuğunuzun güçlü yanlarını keşfederek motive edip geliştirirken, eksik yanlarını destekleyerek yardımcı olun.

6)Hataları karşısında kırıcı olmayın, önemli olan hataları yeni bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirmesini sağlamanızdır.

7)Her dönemde yaşına uygun sorumluluklar vererek başarı duygusunu tatmasını sağlayın, başarılarını destekleyin.

8)Çocuğa olan davranışlarınız her zaman tutarlı ve istikrarlı olmalıdır. Çelişkili mesaj ve yaklaşımlardan kaçının. Bir gün olumlu karşıladığınızı başka bir gün olumsuz olarak nitelendirmeniz çocuk eğitiminde yapılan en önemli hatalardandır.

9)Ödül ve ceza ile ilgili belli standartlarınız olsun. Sürpriz cezalar, dozunu aşan abartılı cezalar ya da aşırı ödüllerden kaçının.

10)Asla çocuğun kişiliğini hedef alan eleştirilerde bulunmayın. Kişiliğini değil hatalı davranışını eleştirin.

Çocuğun psikolojik sorunları ve davranış bozukluklarında temel sebepler nelerdir?

İnsanın ruhsal ve fizyolojik gelişiminde genetik ve çevrenin rol aldığı kompleks bir yapı mevcuttur. Kalıtımsal özelliklerin yanı sıra annenin hamilelik döneminde yaşadığı stres, beslenme özellikleri, sigara-alkol kullanımı, maruz kalınan toksinler vs. gerek ruhsal, gerekse fizyolojik hastalıklar için yatkınlık yaratabilmekte, doğumu takiben de aile içi tutumlar ve çevresel stres faktörleri devreye girmektedir. İlk 6 yaşta aile içi çevre ağır basarken, zaman içinde arkadaş çevresi, iş yaşamı, akademik çevre gibi diğer çevresel etkenler de sorun kaynağı olabilmektedir.

Davranış sorunu yaşayan çocuğu bireysel olarak değil, çocuk-anne-baba üçgeninde ele almak gerekir. Çocuk psikiyatrisinde bu önemli bir ilkedir.

Çocuk eğitiminde ödül ve ceza:

Ödül ve ceza uygulaması çocuk eğitiminde temel yöntemlerden biri olmakla birlikte şu özelliklere dikkat edilmezse amacını aşabilir, fayda yerine zarar verebilir.

  • İstediğiniz bir davranışı ödül ya da cezasız yapılmaz hale getirmeyin. Çocukla ilişkiniz bir al-ver, pazarlık ilişkisi haline dönüşmesin.
  • Çocuktan istediğiniz ve istemediğiniz davranışlar için bir liste hazırlayarak, önemli birkaç tanesinin seçilmesi, net kurallar belirleyerek ödül ve cezanın saptanması en doğru yoldur.
  • Netleşen kurallarla belli bir otorite oluşturmanız, çocuğun güvenini arttıracaktır.
  • Otoriteniz sevgi, içtenlik, anlayış ve hoşgörü içermeli, istikrarlı olmalıdır. Katı, içtenlik ve sevgiden uzak, hoşgörüsüz disiplin yöntemleri uzun vadede hiçbir işe yaramaz.
  • Çocuğa hayır demeyen, aşırı hoşgörü ve gereksiz müsamahakar ebeveyn tutumu da katı ve sert disiplin yöntemleri kadar hatalıdır. ( Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgiye www.antalyapsikiyatrist.com sitemizde yer alan çocuk eğitiminde dayak ve ceza makalemizden ulaşabilirsiniz.)

Çocuğunuz söylediklerinizi ve uyarılarınızı ne zaman ciddiye alır?

  • Söylemlerinizle davranışlarınız uyum içinde olduğunda.
  • Ebeveyn olarak eşinizle ortak tavır sergilediğinizde.
  • Bir gün olumlu karşılayıp, tamam dediğinize ertesi gün hayır demediğinizde.
  • Çocuğunuzla ilişkiniz inatlaşma, rekabet, güç çatışması haline dönmediğinde.
  • Sürekli olumsuzlukları dile getirmek yerine olumlu davranışlarını fark ettiğinizi belli ederek memnuniyetinizi gösterdiğinizde.
  • Yaramazlık ve hatalarına gülmediğinizde.
  • Çocuktan bir şey isterken, o işi başlatmasına yardımcı olup, gereğinde oyun hali yarattığınızda. (örneğin, odasını toplamak.)

Çocuğunuzla iyi iletişim nasıl kurulur?

  • Çocuğunuzun ihtiyaçları ile ilgilenmeli, gerektiğinde yanında ve yardımcı olacağınızı hissettirmelisiniz.
  • Onunla göz iletişimi kurarak konuşmalısınız. Bir gözünüz televizyonda iken vereceğiniz bir cevap ya da bir istek çocuk için oldukça kırıcıdır.
  • Size anlattıklarını içten ve sıcak bir ifadeyle dinleyin, gelişigüzel, baştan savma yanıtlar vermeyin.
  • Özel konularını başkalarının olmadığı ortamlarda konuşun, ondan izinsiz sırlarını kimseyle paylaşmayın.
  • Hoşlanmadığınız tavır ve davranışlarını, başkalarının yanında onu küçük düşürecek biçimde ifade etmeyin.
  • Çocuğunuzla konuşurken ona tepeden bakmayın. Sizin oturarak onunla aynı boy hizasında konuşmanız ya da eğilmeniz her zaman daha iyi bir iletişim kurmanızı sağlar.
  • Kızıp, sinirlendiğinizde ani tepkiler vermeyin. Bir miktar sakinleştikten sonra daha objektif davranabilirsiniz.
  • Çocukla iyi bir iletişim için mümkün olduğunca sözünü kesmeden dinleyin.
  • Herhangi bir eleştiride bulunurken olayın ana fikrinden uzaklaşmayın. Örneğin, çocuğunuz başka bir çocukla kavga etti. Olaya müdahaleniz, zaten senin şimdi ders çalışıyor olman gerekiyordu tarzında olursa bir kafa karışıklığına, anlamsız duygular oluşmasına sebep olacak, çocukla iletişiminiz bozulacaktır.
  • Çocuğunuzla konuşurken “neden?” yerine “ne oldu?”, “ne düşünüyorsun?” tarzında yaklaşın.
  • Olumsuz bir davranış ya da olayını öğrendiğinizde bilmezlikten gelerek yalan söylemesine yol açmayın.
  • Asla hakaret, tehdit, küçük düşürücü ifadelerle konuşmayın.
  • Zorlandığı konularda ona yol gösterin, sorunu çözme becerilerini geliştirebilmesini sağlayın.
  • Her ne olursa olsun, her şartta onu sevdiğinizi ve kabul ettiğinizi gösterin.
  • Özgürce kendini ifade etmesini cesaretlendirin.

Çocuğa disiplin nasıl verilir?

Çocuğa sınır koyma ve pozitif disiplin kurallarını şöyle özetleyebiliriz.

  • Her yaştaki çocuğun disipline ihtiyacı vardır. Disiplinden kastımız, agresif ve katı bir tutumla çocuğunuza her istediğinizi koşulsuz şartsız yaptırmanız değildir.
  • Çocuğa disiplin verirken ve kurallarınızı oluştururken onu bir yetişkin gibi görerek konuşun, kişiliğine saygı gösterin.
  • Ebeveyn olarak iyi bir dinleyici olun.
  • Sabırlı olun.
  • İstikrarlı davranın. Bir gün istemediğiniz, hoş görmediğiniz bir davranışa ertesi gün olumlu yaklaşmayın.
  • Olumsuz ve kötü davranışlara odaklanmak yerine iyi davranışlarını öne çıkarmaya çalışın. İyi davranışları ödüllendirmek en iyi pekiştireç olacaktır.
  • Eleştirilerinizde kendisini değil, davranışını hedef alın. “Sen kötü bir çocuk oldun” yerine “bu davranışın hiç doğru değil” demeniz uygun bir yaklaşımdır.
  • Olumlu konuşarak, yönlendirici olun. Elindeki tabağı halının üstüne bırakma demek yerine tabağı masanın üzerine koy demek daha doğru olacaktır.
  • Destekleyici ve cesaretlendirici davranın. Güvenini ve cesaretini arttırarak bağımsız olarak problem çözme becerileri edinmesini sağlayın.
  • Kısır tartışmalara girmek yerine çözüm odaklı olun.
  • Hataları sürekli ortaya dökerek büyütmek yerine her hatadan ders çıkarmasını ve tekrarlamamasını sağlayın.
  • Mantıkla açıklanabilen kurallar koymanız, kararlılık ile hoşgörü arasındaki dengeyi sağlayabilmeniz, çocuğun özgüvenini zedelemeden ona sınırlar koymanız, doğru disiplin vermenin temel ilkeleridir.

Çocuk yetiştirmede ebeveyn tutumları:

1)Yetkili ebeveynlik: Çocukla tutarlı, akılcı, yakın etkileşim ve iletişime dayanan, en doğru ebeveyn tutumudur. Çocukla yakın ve sıcak bir ilişki kurulurken, kuralları net sınırlarla belli, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun beklentileri içeren pozitif disiplin verilir. Çocuğun özerkliğine özen gösterilirken davranışlarının sorumluluğunu alması da ihmal edilmez.

2)Yetkeci (otoriter-baskıcı) ebeveynlik: Disiplin sağlanmasında cezanın ön plana çıktığı, ebeveynlere kayıtsız şartsız itaatin hedeflendiği, katı bir ebeveyn tutumudur. Çocukla karşılıklı etkileşim ve iletişimden ziyade sınırlar ve tek taraflı kuralları içeren bir ilişki söz konusudur. Çocuğun özerkliğini kazanması yeterince desteklenmez. Pasif saldırgan, kendinden zayıfları ezen, güçlüler karşısında kolay boyun eğen bireyler yetişmesini sağlar.

3)İzin verici (hoşgörülü) ebeveynlik: Çocuğun her türlü davranışının hoşgörü ile karşılandığı, disiplinde aşırı esnek davranılan anne-baba tutumudur. Ebeveynler çok demokratik ve modern olduklarını, çocuklarına arkadaş gibi yaklaştıklarını söyleyerek, çocuğa kural koymayı onların özerkliklerine müdahale olarak algılarlar. Anne-babalar doğru ve yanlışı öğretmek isteseler bile davranışlara sınır çekilmeyip, denetleme ve yaptırım uygulanmadığından çocuk karşısında edilgen duruma düşerler. “Bir daha yaparsan kötü olur, ‘’………..’’ yaparım” gibi söylemlerle yaptırımlar hep ertelenir. Toplumsal kural ve değerleri hiçe sayan, toplumun kendisine vermediği hakları her şekilde hak ettiğine inanan, bireysel çıkarları için her yolu mübah sayan bireyler yetişmesine neden olunur.

4)İlgisiz-kayıtsız ebeveynlik: Hoşgörü ile boş vermenin birbirine girdiği, ebeveynlerin çocuğun nerede, kiminle ve ne yaptığından haberlerinin olmadığı, çocuğun ihtiyaç ve tercihlerinin ihmal edildiği aile tutumudur. Anne-baba kendine dönük uğraşılar içinde olup çocuklarına yeteri kadar zaman ayırmaz, duyarsız kalırlar. Çocukta madde, sigara ve alkol kullanımı sıktır, ileri yaşlarda engellenmeye karşı hoşgörüsüz olurlar, suç işlemeye meyillidirler.

5)Aşırı koruyucu ebeveyn tutumu: Çocuğun başına kötü bir şey gelmesin diyerek gereğinden fazla özen gösterilip, denetim altına alınır. Ailenin yaşamı çocuk odaklı olup, aşırı kontrol edilir. Giyinmek, yemek yemek gibi çocuğun yapabileceği her şey anne-baba tarafından üstlendirilir. Hata yapmasına izin verilmez, yanlışları fazlaca ayıplanır. İletişim kurmakta güçlük çeken, sorumluluk alamayan, aşırı bağımlı, ürkek, çekingen, özgüven eksikliği yaşayan, karar almakta zorlanan, çabuk mutsuz olan bireyler yetişir.

Yetkili-demokratik ebeveynlik en doğru çocuk yetiştirme tutumudur. Bu ailelerde yetişen çocuklar kendine ve çevrelerine saygılı, sınırları bilen, yaratıcı, aktif, etkin, girişken kişiler olacaktır. Bu çocuklar kurallara ve otoriteye körü körüne bağlı olmadan, sorumluluk duyguları gelişmiş, hoşgörülü, ahlaklı, açık fikirli, toplumsal, anlaşılır ve anlayan, dinleyen yapılarıyla toplumların dinamosu, itici gücü olurlar.

Çocukların doğum sırasının çocuk psikolojisindeki yeri:

Birçok psikiyatrik araştırma, doğum sırasının çocuk psikolojisinde önemi olduğunu, çocuğun kendini nasıl gördüğünü etkilediğini göstermektedir.

Çocuk yetiştirirken ebeveynlere düşen görev, her çocuğu ayrı bir birey olarak değerlendirmek ve kardeşler arası kıyaslamalardan kaçınmaktır.

Tek çocuk psikolojisi: Dikkatin odağında olduğundan kendini özel hisseder ve bu durumdan çoğu kez memnundur. Bencil yönü ağır basarak öncelikle kendini düşünme öne çıkabilir. İstedikleri fazlasıyla yapıldığından doyuma ulaşmıştır. Kendinden küçük kimse olmadığından, erişkinleri daha becerikli görerek yetersizlik duygusuna kapılabilir. Başkalarının desteğini almak kolayına gelebilir. İstekleri olmadığında ilk aklına gelen haksızlığa uğradığıdır. İşbirliği ve yardımlaşma yönü eksik kalabilir. Yetişkinlikteki ilişkileri diğerlerinden daha iyi olur. Yaratıcı yönü kuvvetlidir.

İlk çocuk psikolojisi: Bir süre tek çocuk kalıp, dikkatin odağında olmaya alıştığından, her zaman öncelik hakkını almak ister.

Haklı olmak ve diğerlerini kontrol etmek onun için önemlidir. Kardeşi olduğunda sevilmediği, ihmal edildiği duygusuna kapılarak aşırı uyumlu davranmayı seçebileceği gibi (burada amaç ebeveynin dikkatini yeniden kazanmaktır) tepkisel olarak kötü olmayı da seçebilir. Becerikli ve sorumluluk sahibi olabileceği gibi, güvenilmez tavırlar da sergileyebilir. Başkalarına buyurmak, onlardan bir şeyler istemek genel tavırdır. Üniversiteye gitme oranı ilk çocuklarda daha yüksektir.

İkinci çocuk psikolojisi: İlk çocuğa gösterilen bölünmemiş ebeveyn dikkati ikinci çocukta hiçbir zaman olmayacaktır. Her zaman önünde biri vardır ve bir yarış içinde ilk çocuğu yakalayıp geçme arzusu taşır. İlk çocuk iyi ve başarılı ise özgüven eksikliği yaşayabilir, kendinden ve yeteneklerinden emin olmaz. Her şeye rağmen ilk çocukta olmayan özel beceriler geliştirebilir. Konumundan pek memnun değildir, asi olabilir.

Ortanca çocuk psikolojisi: Ne ilk çocuğun haklarına, ne de küçük olanın gördüğü hoş görüye sahip olmadığından adaletsizlik duygusu içinde sevilmediğini hisseder. Sıkışmışlık, çaresizlik duygularına kapılabilir. Ailede bir yeri olmadığını düşünebilir. Problem çocuk pozisyonu alabilir, güvenilmez tavırlar sergiler, diğer çocukları aşağılayarak kendini yükseltmeye çalışabilir. Hem küçük, hem büyükle baş etmeyi öğrendiğinden adaptasyon becerisi yüksektir. Erişkin dönemde mücadeleci, yılmaz bir karakter sergileyebilir.

En küçük çocuk psikolojisi: Tek çocukmuş gibi davranır. Diğer kardeşleri daha büyük ve güçlü olduğundan sorumluluklarını, işlerini halletmeyi onların üzerine yıkabilir. Herkesi kullanarak ailenin patronu pozisyonuna gelebilir. En küçük ve zayıf olduğundan ciddiye alınmadığını düşünerek yetersizlik hislerine kapılabilir. Bu durumda aşağılık duygusu geliştirebileceği gibi hızla ilerleyip önündekileri geçmeye de çalışabilir. Bebeksi kalıp, başkalarından istemeye alışması da sıktır.

Yukarıda bahsettiğimiz özellikler kural olmayıp, her aileye özel durumlar görülebilir.

Çocuklara ceza verirken nelere dikkat edilmelidir?

Etkili bir disiplin yöntemi olan ceza, hassasiyet gerektiren bir uygulamadır. Çocuğa ceza verirken temel prensipler şunlardır.

  • Ceza şiddet içermemeli, çok sert ve aşırı öfkeli davranmamalısınız.
  • Davranış değişiminde ilk tercih ödül sistemi olmalı, ceza nadiren kullanılmalıdır.
  • Çocuğa disiplin verirken ödül miktarı, ceza miktarının en az dört katı olmalıdır.
  • Fazla ceza cesaretsizlik, öfke ve saldırganlığa yol açabilir.
  • Ceza verirken kesin ve net olarak konuşun, neden-sonuç ilişkisini açıkça belirtin. Belirsiz ifadelerden kaçının.
  • Cezayı yanlış davranışın hemen ardından uygulayın.
  • Her zaman istikrarlı olun.
  • Çocuğu sevdiği şeylerden kısıtlamak iyi bir ceza yöntemi olabilir.Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi Antalya, Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan, Antalya çocuk psikiyatrisi ve çocuk psikolojisi.