Vajinismus Tedavisi

Vajinismus cinsel eğitimsizliğin, kadınların kendi cinsel organlarını tanımamalarının, cinsellikteki tabuların ve bekâret kavramına verilen abartılı önemin en büyük rolü oynadığı toplumsal bir sorunumuzdur.

Toplumsal bir sorun dememizin amacı ülkemizde batı ülkelerinde görülen vakalara göre çok daha fazla görülmesidir.

Vajinismus halk arasında evli bakireler ya da tamamlanmamış evlilik olarak da isimlendirilmektedir.

Vajinismusta vaginal penetrasyon denendiğinde büyük bir endişe, panik ve korku haliyle tüm vücutla birlikte vajen etrafındaki kaslarda da bir kasılma olur. Kadın bacaklarını sıkıca kapatır. İstemsiz yani kadının kontrolü dışında gelişen bu olay cinsel birleşmeyi mümkün kılmaz.

Vajinismusu bilimsel tarifiyle vajinanın en dış üçte birini çevreleyen perineal kasların istemsiz olarak vajinal penetrasyona izin vermeyecek şekilde yineleyici ya da sürekli kasılması olarak tanımlayabiliriz.

Vajinismus en sık ilk cinsel birleşme deneyiminde, seyrek olarak da jinekolojik muayene ve müdahale esnasında ortaya çıkabilmektedir.

Günümüzde cinselliğin daha konuşulur hale gelmesi, yazılı ve görsel medyada konuyla ilgili yayınların artması sayesinde bu konudan muzdarip çiftlerin durumlarını kader olarak algılamaktan vazgeçip tedaviye yönlenmeleri sevindiricidir.

Sorunun kendiliğinden düzelmesini beklemek yapılan en büyük yanlıştır. Bilinçsizce yapılan tekrarlayıcı cinsel birleşme denemeleri her seferinde bir hayal kırıklığı yaratarak çiftlerin psikolojik durumlarını daha da bozmakta, çiftin cinsellikten uzaklaşmalarına ve aile kavgalarına yol açabilmektedir. Ailelerin durumu biliyor olması da çiftler üzerinde psikolojik baskıyı arttırarak sorunu sıklıkla ağırlaştırmaktadır.

Kadın, kadınlığında bir eksiklik olduğu hissine kapılır ve eşine karşı eziklik altında suçluluk duyar. Erkekte çoğu zaman istenmeme, beğenilmeme duygularına kapılarak kırgınlık ve eşine öfke duyabilir, bunun neticesinde ereksiyon güçlüğü veya kaybı yaşayabilir. Erkek bekâret şüphesine düşebilir. Boşanma, tecavüz girişimi, fiziki şiddet gibi adli olayları sıklıkla görmekteyiz.

Çoğu çift ise bir süre sonra cinsel birleşmeyi denemekten vazgeçmekte, olayı kader olarak algılayıp kendi kabuklarına çekilerek aseksüel bir hayat sürmektedir.

Vajinismus asla bir kader olmayıp, cinsel terapi ile %100 tedavi edilen, en yüz güldürücü sonuçların alındığı bir cinsel işlev bozukluğudur. Vajinismusu kadının bireysel bir sorunu gibi algılamak yanlıştır. Bu bireysel bir sorun değil, çift problemidir.

Hastalar tedavi için ilk olarak genelde kadın hastalıkları uzmanına başvururlar. Oyla bu kadınlara yapılacak jinekolojik muayene zor, bazen de olanaksızdır. Jinekolojik muayene neticesi kadına normal olduğunu, korkacak bir şey olmadığını söylemek bir netice vermez. Aksine çiftlerin çaresizliği ve tartışmaları artabilir.

Vajinismusu olan kadın fiziksel olarak tamamen normaldir ama cinsel işlev bozukluğu söz konusudur. Yani olay organik değil, psikojeniktir.

Vajinismusta vajinal girişteki kasılma jel ve çeşitli lubrikanlarla (kaydırıcı), alkol ve psikotrop ilaç alarak psikolojik rahatlama ile lokal anestezik uygulamalar ile uykuda ve hamile kalmakla ortadan kalkmaz. Vajinismusun kızlık zarı (himen) ile ilgisi yoktur, himenektomi (kızlık zarının cerrahi olarak çıkarılması) ile düzelmez. Genel anestezi altında eşle girilen cinsel birleşme deneyimleri sorunu çözmez ve kesinlikle etik uygulamalar değildir.

Bu tür uygulamalara karşı halkımızı bilinçlendirmek en önemli görevlerimizdendir.

Birçok çift 3-5 yıllık evliliklerinin ardından çocuk olmadığı gerekçesiyle infertilite tedavisi amacıyla hekime başvurmaktadır.

Cinsel birleşme olmadan da gebelik gerçekleşebilir fakat bu tabloyu daha da zorlaştırabilir. Bu hastalar genelde vaginal girişteki kasılma nedeniyle normal doğum yapamaz, sezaryen gerekir. Gebelik acil cinsel terapi endikasyonu olarak kabul edilmektedir.

Vajinismusun tek tedavisi ehil ellerde yapılan psikoterapidir. Çoğu vakada genellikle 2-3 ay içinde ortalama 4-8 terapi oturumu ile tam düzelme sağlanır. Gerekirse tedavi hipnoterapi ile desteklenir. Bir yıla kadar uzayan 15-30 oturum terapi gerektiren vakalarda görülebilmektedir.

Son yıllarda yetersiz psikoterapilerin sıklığında görülen artış ve etik olmayan uygulamalar tedaviye direnç geliştirerek zor vakalar haline getirmektedir.

Konuya müdahil olan ilgili, ilgisiz birçok hekim tarafından psikoterapi desteği olmadan verilen antidepresan ve sedatif ilaçlar bazen uyarılma ve orgazm bozuklukları gibi yan etkileri nedeniyle cinsel sorunu ağırlaştırabilmektedir. Tek başına ilaç tedavisinin vajinismus tedavisinde yeri yoktur. Cinsel sorunla birlikte ikincil bir psikiyatrik bozukluk olduğu taktirde aralarındaki ilişki değerlendirilerek ilaç tedavisi planlanabilir.

Psikiyatrik bozukluk, vajinismustan sonra ortaya çıkmışsa, sıklıkla vajinismus tedavi edilince psikolojik bozuklukta kendiliğinden kaybolur.

Vajinismus tedavisinde öncelikle eş reddi olup olmadığının araştırılması psikiyatristin önceliği olmalıdır. Bu durumda cinsel terapi etik olmaz.

Cinsel bilgisizlik ve cinsel mitlerden kaynaklanan ilk gece korkusu sadece cinsel danışmanlık verilerek birkaç oturumda çözümlenebilir.

Tedavi öncesinde erkeğin de ereksiyon ve boşalma kontrolü yönünden araştırılması önemlidir. Vajinismus sebebiyle erkekte tepkisel ereksiyon (sertleşme) kusurları gelişebileceği gibi, primerde mevcut sertleşme bozukluğu ve erken boşalma gibi kusurlar da vaginismusu olumsuz etkileyebilir. Her iki eşte de cinsel işlev bozukluğu olan çiftler daha zor vakalardır.

Vajinismus tedavisinin başlangıcında hem kadına, hem erkeğe cinsel organların yapısı, anatomisi ve fizyolojisi, genel cinsellik anlayışı, cinsel işlevlerin fonksiyonel fizyolojisi, kızlık zarı ve vajinanın yapısı, cinsel mitler ve vajinismus ile ilgili bilgi verilir.

Cinselliğin cinsel organlar arasında değil beyinde yaşandığı çiftlerce unutulmamalıdır.

Çifte tedavinin, psikoterapistin profesyonel desteği, erkeğin yardımı ve kadının aktif çabasıyla başarıya ulaşacağı ve bu sürecin her ikisi içinde sıkıntılı olabileceği iyi anlatılmalıdır.

Tedavinin ilk aşamasında cinsel birleşme denemeleri yasaklanır ve vaginal temas kadının kontrolüne bırakılır. Bu konuda kadın erkeğine tam bir güven ve inanç duymalıdır.

Çıplaklık, genital bölge ve meniye yönelik kaçınmalar varsa bunlara özel ev ödevleri verilir. Bacaklarını kapalı tutma alışkanlığına karşı aktif durması öğretilir.

Terapinin esası, vajinal girişteki kasılmayı, üzerine giderek yenmeyi öğretmektir. Bu aşama aşama kadının kendi parmağı, sonra eşinin parmağı ve daha sonra da penis ile vajinal giriş denemeleri yapılarak sağlanır. Günde 30-60 dakikalık ev ödevleri ile bu işlem tekrarlanır. Burada düzelmeyi sağlayan kasılmanın aşamalı olarak üzerine gidilmesidir, parmak yalnızca bir araçtır. Parmak çalışmalarında bireyler neyi niçin yaptığını, tedavinin anlamını ve hedefini kavramış olmalıdır. Kendisinin ve eşinin 2 parmağının 2 boğumunu tolere edebilen hastada penis girişi denemelerine geçilir.

Kasılmasız ve acısız penis girişi sağlandıktan sonra da kaygılar hemen silinmeyebilir. Cinsel birleşmenin sevişmenin olağan bir parçası haline gelmesi için bir süre daha gerekebilir.

Tedaviye yanıt vermeyen dirençli vakalarda büyük olasılıkla eş, aile problemleri ve bilinçdışı ek sorunlar söz konusudur.

Eş ve aile terapileri ve psikodinamik yaklaşımlar bu hastalara gerekir.

Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Kliniği olarak vajinismus tedavisinde cinsel terapileri bilimsel metodlarla uyguluyoruz. Eş ve aile terapileri, psikodinamik terapiler, bilişsel-davranışçı terapiler ve hipnoz-hipnoterapi de vakaya göre ve altta yatan temel soruna göre planlanmaktadır.

Vajinismus Tedavisi Antalya, Lara/Muratpaşa.