Cinsel Terapi

Cinselliğe bakıştaki değişim ve gelişime paralel olarak, cinsel terapiler önem kazanmıştır.

Cinsellikten haz alma gerektiği ve kadınların da orgazm olma konusunda kendilerini ve partnerlerini sorgulayabilmelerinin rahatlıkla tartışılabildiği günümüzde, cinsel sorunların çözümü için bir uzmana başvurma talebi giderek artmaktadır.

İnsanın temel fizyolojik gereksinimlerinden biri olan cinselliğin doyurucu bir şekilde yaşanması, fiziksel ve ruhsal denge için çok önemlidir. Ülkemiz gibi muhafazakâr toplumlarda bastırılan cinsellik ve beyinlere kazınmış mitler, birçok psikopatolojiye zemin hazırlamaktadır.

Cinsellik, içgüdüsel bir eylem olmakla birlikte kültürel gelişim, eğitim ve öğretimin cinselliği doğru yaşama ve birçok cinsel işlev bozukluğunu önlemede rolü büyüktür.

Cinsellikle ilgili temel kavramları açarsak;

Cinsel kimlik bireyin kendi bedenini, fizyolojik ve genetik yapısı ne olursa olsun erkek, kız, eşeysiz ya da her iki eşeyli olarak kabul etmesidir.

Cinsel yönelim bireyin cinsel kimliğiyle uyumlu veya karşıtı olmak üzere cinsel duygu, istek ve davranışların belli bir eşeye yönelimidir. Bu bazen karşı cinse, bazen kendi cinsine bazen de her iki cinse yönelik olabilir.

Cinsel rol ise topluma karşı takınılan davranış yapısıdır. Örneğin; fizyolojik olarak bir erkek, kendini erkek olarak kabul edip, toplumda erkek rolünü benimsese de cinsel yönelimi farklı olabilir.

Cinsel davranışların uyumlu ya da uyumsuz oluşu tamamen hormonlara bağlanamamaktadır. Erkekte erektil disfonksiyon, kadında cinsel soğukluk, homoseksüalite, transseksüalite gibi cinsel işlev bozukluk ve cinsel yönelim sapmaları multifaktöriyel etkenlerden köken almaktadır.

Aile içinde uygun özdeşim örneklerinin bulunmayışı, bozuk, sapık, nevrotik ve psikotik davranışlar gösteren ebeveynler, anne babanın birbirini sevmemesi, saymaması, aşağılaması, aile içi şiddet, ailede sevgi yoksunluğu, aile içinde çocuk istismarı ve ensest, özellikle kadını aşağılık bir varlık olarak hor gören bir zihniyet gibi faktörler cinsel sorunların psikolojik ve psikiyatrik temelleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cinsel uyum ve cinsel mutluluk, sadece cinsel organların birleşimine dayanan mekanik bir boşalma olayı değildir. Cinsel uyum birçok karmaşık ruhsal olayın senteziyle sağlanır. Sevme, sevilme, bağlılık, dokunma, okşama, iletişim, konuşabilmek, paylaşabilmek, özleme, romantizm gibi duygusal faktörler, cinsel uyum ve mutlu bir cinselliğin olmazsa olmazlarıdır.

İş yaşamı, toplumsal yaşam ve cinsel yaşamdaki dengeler birbirlerini direkt etkileyebilmektedir. İnsan ilişkilerinde ağır uyumsuzluk gösteren bir kişinin, cinsel alanda da uyumsuzluk göstermesi muhtemeldir. Veya ağır cinsel doyumsuzlukları olan bir kişinin, iş ve toplumsal yaşamında da uyumsuzluklar sıklıkla görülebilmektedir.

İngiltere ve Amerika'daki araştırmalarda kabul edilip, geçerliliği tüm seks terapistlerince onaylanan ortak görüşe göre, cinsel işlev bozuklukları istek, uyarılma ve orgazmdan oluşan cinsel tepki döngüsünün herhangi bir noktasındaki aksamalardan kaynaklanır.

Organik sebepler ekarte edildikten sonra cinsel işlev bozukluklarının psikoterapötik yaklaşımında temel varsayım psikoseksüel semptomların değişmez bir şekilde halen devam eden psikolojik savunmaların, duygusal ve yıkıcı zihinsel süreçlerin nihai bir ürünü olduklarıdır.

Cinsel işlev bozukluklarının temelindeki derin psişik çatışmalar psikoterapi sürecinde ele alınırken, erkekteki iktidarsızlıktaki performans kaygısı, erken boşalmada kişinin cinsel doyumları ile ilgili farkındalığının olmaması gibi hâlihazırda yüzeyde mevcut nedenlerin etkisi ve tedavisi unutulmamalıdır.

Cinsel terapilerde, psişik temel çatışmaları ve ilişki sorunları olan bireyler tedavide direnç geliştirebilmektedir. Sıklıkla karşılaşılan bir direnç noktası da partnerinde gelişen iyileşmeye bağlı oluşan cinsel yeterliliği bilinçaltında tehditkar bulan eşin, terapiyi bilinçsizce sabote etmesidir. Terapistin başarısı, klasik terapinin yanında buna benzer direnç noktalarını kırabilmekten geçer.

Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde başta psikanaliz olmak üzere, evlilik ve davranış terapileri ve bütüncül yaklaşımlar temel olarak kullanılmaktadır.

Analitik süreçte terapist ile danışan arasında yoğun bir duygusal etkileşim yaratılarak hastanın bilinçdışı çatışma, korku ve arzuları hakkında farkındalık ve içgörü kazandırılır. Evlilik terapisinde çiftin birbirleriyle etkileşimleri, cinsel faaliyetlerini bozacak yıkıcı davranışları yüzleştirilir ve onarıma gidilir. Bilinçdışı, çocuksu, nevrotik davranışlarına farkındalık kazandırılır.

Davranış terapisi kısmında ise, sistematik duyarsızlaştırma, olumsuz koşullama gibi tekniklerle anksiyete kaldırılmaya çalışılır, arzulanan erotik davranışlar ödüllendirilir veya yıkıcı cinsel kalıplar kaldırılmaya çalışılır.

Bunların yanında çiftlere verilen cinsel egzersizler tedavinin anahtarıdır. Cinsel egzersizler bir taraftan terapinin mekanik yönünü oluştururken, aynı zamanda verilen duygusal tepkileri doğru anlamlandırmak sorunun çözümünde temel rol oynar.

Cinsel terapiler çok başarılı neticeler vermekle birlikte çiftlerin samimiyetle işbirliğinde bulunmaları ve verilen ev ödevlerini yerine getirmeleri önemlidir. Hem terapist hem de danışanlar olarak tedavide bir taraftan cinselliğe odaklanırken, bir taraftan cinselliğin ayrılmaz ve tamamlayıcı parçası olan psişik ana yapıya kesinlikle duyarlı olmalıyız.

Düzgün bir cinsel işleyiş öfke, korku, gerginlik gibi yoğun negatif duygulardan arınıp, aşırı bilişsel kontrolden kurtulunduğu zaman mümkündür.

Birçok cinsel işlev bozukluğunun altında performans kaygısı, yüzeysel güvensizlikler, eşle iletişim eksikliği ve cinsel tepkilere yönelik kaygılar yatmaktadır. Nadiren de altta derin depresyonlar, paranoyalar, çok katı savunma düzenekleri gibi ciddi psikopatolojiler yatabilir. Bu yelpazede cinsel işlev bozukluklarının tedavisi, cinsel eğitim ve danışmanlıkla başlayıp, kısa cinsel terapiler ve çok kapsamlı, yeniden yapılandırmaya dönük psikanalitik psikoterapilere kadar değişmektedir.

Erkekte sertleşme bozukluğu, erken boşalma, geç boşalma, kadında vaginismus, orgazm olamama, cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel birleşme en sık rastlanan cinsel işlev bozuklukları olup, cinsel terapilerle çok başarılı sonuçlar almaktayız.

Cinsel Terapi Merkezi Antalya, Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.